Fikir adamları ve bilginlerin medeniyetlerin terakkiyatındaki önemi tartışılmaz. Hayatın hemen her anında farkında dâhi olmadığımız etkileri vardır. Yaşamımızı kolaylaştıran, çoğu zaman, onların dokunuşlarıdır. Dünya medeniyeti hemen hepsine minnettardır. Ve bu minnet eserlerine ve kendilerine hürmetle gösterilmektedir.

Peki ya onların yetişmesini sağlayan destekçileri? Maddi-manevi yardımlarını esirgemeyen hayırseverler? İsimleri tarihin tozlu raflarında kayboluyor veya yalnız bir zümre tarafından biliniyor. Bu hayırseverlerden biri var ki Azerbaycan Müslümanlığının korunması için bir ömür harcamış. Fakir doğmuş, fakir ölmüş ama ilim peşinde koşanın fakir kalmaması için canını dişine takıp çalışmış. Hacı Zeynelabidin Tagiyev (Tagizade), Azerbaycan Müslümanlığının ve Azeri kültürünün korunmasında baş aktörlerden biri olmuş...

Azerbaycan topraklarının Rus işgali altında bulunduğu 19. yüzyıl ve 20. yüzyıl başlarında yaşayan Tagiyev’in 1838 yılında doğduğu tahmin ediliyor. Rus mezalimi altında yaşayan Müslüman Azeriler fakirlikle mücadele etmekteydi. Fakir bir kunduracının oğlu olarak dünyaya gelen Tagiyev, küçük yaşta hayatla mücadele etmeye başladı. Belki de ilerleyen yıllardaki olgunluğunu bu mücadeleye borçluydu. Henüz 10 yaşındayken bir duvarcı ustasının yanında çalışmaya başlamış, kıvrak zekâsıyla kısa sürede ustalık mertebesine yükselmiştir. İlerleyen zamanda inşaat projeleri tasarlamış, farklı firmalara taşeronluk yapmıştır. 1870 senesinde inşaat işinden kazandığı parayla gaz yağı fabrikası satın almıştır. 1873 senesinde ise ortaklarıyla birlikte, kaderini değiştirecek toprakları satın alır. Ortaklarıyla satın aldığı bu topraklarda uzun süre petrol ararlar. Fakat yoğun çabalarına rağmen petrol çıkaramazlar. Bu sebepten ortakları, topraklarını Tagiyev’e satarlar. Tagiyev, aramaya devam eder ve iki sene sonra petrol çıkarmayı başarır. Artık Azerbaycan’ın zenginler listesinde en tepededir.

Petrolü kuyudan çıkarmakla iktifa etmeyen Tagiyev, petrol taşımacılığı ve pazarlaması ile ilgili şirketler de kurar. Tagiyev, petrol ticaretiyle büyük bir servete sahip olur. Fakat tarihler 1897 senesini gösterdiğinde bilinmeyen bir sebeple petrol kuyularını, petrol depolarını ve taşıma filosunu asıl değerinin yaklaşık dörtte bir fiyatına (5 bin manat) İngiliz E.Gubbard şirketine satar. Artık dokumacılık sektörüne el atmaya karar vermiştir.

Konuyla alakalı araştırma yapan tarihçiler, genel olarak, dokuma sektöründe petrole oranla daha fazla işçi çalıştırabileceği için bu alana geçtiğini düşünmektedirler. Yani, daha fazla Müslüman Azeri’yi meslek sahibi yapabilmek için…

Tagiyev, dokuma fabrikasıyla Rusya’daki büyük dokuma sanayicileriyle rekabete girişti. Tagiyev’in fabrikası, Kafkasya’daki en büyük dokuma fabrikasıydı. Bu fabrikada üretilen mallar, yalnız Azerbaycan ve Rusya coğrafyasına değil, bütün Müslüman ülkelere ihraç edildi. Sahibinin ve işçilerin Müslüman olduğunu işiten halk, bu mallara büyük ilgi gösterdi. Satılan mallar, enteresan biçimde, özellikle kefen bezi olarak kullanıldı.

Ticaret konusunda dahi sayılabilecek Tagiyev, aynı zamanda büyük bir hayırseverdi. Her fırsatta fakir Azeri halkına yardım etmiş, hayır cemiyetleri vasıtasıyla diğer zenginleri de buna teşvik etmiştir. Açtığı okullarda kimsesiz ve yardıma muhtaç çocukların eğitimini üstlenmiş, birçok Azeri aydının yetişmesine önayak olmuştur. Yükseköğrenim görme fırsatı olmayan öğrencilere burs bağlayarak Rusya,  İngiltere, İtalya, Fransa, Almanya ve Türkiye gibi eğitim seviyesinin daha yüksek olduğu ülkelere eğitim görmeleri için göndermiştir. Ayrıca ömrü boyunca başta Bakü olmak üzere Azerbaycan şehirlerinin imarı için çabalamıştır. Bütün bunlarla yetinmeyen Tagiyev, satın aldığı gazete çevresinde Azeri aydınları toplayarak halkın cehalet illetinden kurtulması için mücadele vermiştir. Belki de, ticari zekâsının yanında hayırseverliği, servetinin en büyük sebebiydi.

Azerbaycan, Sovyet hâkimiyetine girdikten sonra “kapitalist” olduğu gerekçesiyle bütün mallarına el konulmuş, Merdekan’daki bağ evinde sessizce yaşamasına izin verilmişti. Ömrünü hayır işlerine adayan Tagiyev, 1924 senesinde, doğduğu gibi, yokluk içinde Hakk’ın rahmetine kavuştu.

Tagiyev, çalışması, zekâsı ve yardımseverliği ile bütün insanlığa örnek olacak bir şahsiyettir. Hayatı, Hollywood filmlerini aratmayacak kadar ironiyle doludur. Araştırılması, anlaşılması ve örnek alınması gereken bir hayat…


Mehmet Emin Gül'ın Yazısı.