Mehmet Emin Gül / Genç Haber Merkezi

Yunanistan zor günler yaşıyor. Komşuda yaşanan ekonomik kriz, sosyal düzeni de alt üst etti. Belli ki sosyal düzenle birlikte siyasi propagandalarda da bir buhran belirmiş.

Geçen yüzyılın ilk yarısında yaşanan birinci dünya harbini Almanya mağlubiyetle kapatmıştı. Uzun süren harbin neticesinde savaşa katılan diğer ülkeler gibi, Almanya da büyük kayıplar yaşamıştı. Üzerine bir de Versailles’ın ezikliği… Almanya için buhran kaçınılmazdı. Bir kurtarıcı bekliyordu.

İtalya ise savaşı galip devletler safında tamamlamıştı. Fakat arzuladığı topraklar ve devletler arenasındaki konum kendisine verilmeyince İtalya’da doyumsuzluk meydana geldi. Bu doyumsuzluk neticesinde ise İtalyan milletinde büyük bir hoşnutsuzluk baş gösterdi.

Dünya harbini tatminsizlik ve eziklikle tamamlayan bu iki millet, yeniden ayağa kalkma gücünü faşist ideolojide buldu. Almanya’da Hitler, İtalya’da ise Mussolini iktidara gelerek, ülkelerinde kısa sürede büyük atılımlar yapmayı başarmıştı. Dünya siyasetinde moda, artık faşist-diktatör rejimlerdi. Tabi ülkemiz de milli şef dönemiyle bu modadan nasibini almıştı.

Tarihler 1939 senesini gösterdiğinde dünya, faşist rejimlerin getirdiği büyük felaketle karşı karşıyaydı. 2. Dünya harbi başlamıştı. Merkezi dikta rejimleriyle Almanya, İtalya ve Japonya, gezegeni büyük bir kaosun içine sürükledi. Yaklaşık 35 milyon insanın hayatını kaybettiği savaşın sonunda kazanan, A.B.D. ve İngiltere’nin içinde bulunduğu müttefik devletler grubu oldu. Böylece faşist rejimler başarısızlığa uğramıştı.

Rejimin başarısızlığı acı tecrübelerle kanıtlanmasına rağmen komşudan gelen haberler bizi şaşırtıyor. “Yunan Führeri” lakaplı Altın Şafak Partisi lideri Nikos Mihaloliakos, Selanik’te yaptığı konuşmasında İstanbul’u “almakla” yetinmeyerek İzmir ve Karadeniz’i de istediğini söylemiş.

Anlaşılan, komşu modayı biraz geriden takip ediyor. Fakat unuttukları nokta, milletlerin büyük buhranlardan kurtulmasının belki de en büyük kaidesinin tarih ilmini iyi bilmek olduğu. Hatalar tekerrür ettikçe yalnız Yunanistan değil, tekmil beşer yerinde saymaya devam edecektir. Tarih, tecrübeler ilmidir. Tecrübeler ise hataları tekrarlamamayı öğrenebilmektir. Daha yaşanabilir bir dünya için yalnız kendi tecrübelerimizden değil, insanlık mirasından da ders alabilmeyi öğrenmeliyiz. 


Mehmet Emin Gül'ın Yazısı.