Abdulaziz Karakuş / Genç Haber Merkezi / @AbdKarakus 

Sessiz devrim tüm sessizliğiyle devam ediyor. Kimisi Tunus’tan, kimisi Mısırdan, kimisi Filistin’den gelmiş. Toplam 22 farklı ülkeden gelen bu misafirlerimizin yüzleri yabancı olsa da, yaptıkları işleri bir çoğumuz yakinen biliyoruz. Arap baharı denilen süreçte izlediğimiz binlerce videonun ve fotoğrafın mimarı onlar. Bir çoğunun geçmişinde gazetecilik veya muhabirlik olmamasına rağmen, bu devrim sürecinde ellerindeki cep telefonlarıyla, kameralarla çekebildikleri vahşet dolu görüntüleri dünyaya duyurarak gazeteciliğe adım attılar.

Bu yaptıkları iş ilk zamanlar basit görünse de, onlar, devrimin attıkları tweetlerle ve Facebook’ta yaptıkları paylaşımlarla geldiğine inanıyorlar. Bu inanç üzeri bir hiç hükmünde görünmemek ve yaptıkları işin ciddiyetini göstermek için Afrika’dan, Arabistan’dan dertlerine dert ortakları bulabilmek için, İstanbul’da bir araya geldiler.

Neden Sessiz Devrim?

Yukarıda bu kadar ses getirmesine rağmen bu devrime sessiz dedim. Nedeni ise alışılmışın dışında merkez medyanın desteğini almadan, ondan medet ummadan gerçekleşmiş olması. Sessizce, CNN’siz, BBC’siz, El Cezire’siz, NTV’siz… Hatta bu ismini saydığımız medya grupları haber yapabilmek için sessiz devrimin tecrübesiz ama yürekli muhabirlerinin paylaşımlarından alıntılar yaptılar. Bu yeni muhabirler yaptıkları konuşmalarda şu ortak noktada birleştiler; “Bu devrimler, büyük medya patronlarının emrinde olmayan sivil bir medya tarafından gerçekleşti.”

YENİ MEDYA GERÇEKLER VE BEKLENTİLER

Arap - Türk İlişkileri Merkezi’nin düzenlediği YENİ MEDYA GERÇEKLER VE BEKLENTİLER isimli forum 2 gün sürecek. Formun açılış konuşmalarını Arap – Türk İlişkileri Merkezi Müdürü Mohammed Mesheinesh ve TBMM Dış İlişkiler Komisyonu Eski Başkanı yaptılar.

Çok çeşitli konuşmacıların söz aldığı forumda özellikle “Arap Baharı” denilen süreçte sosyal medyanın etkisi üzerinde duruldu.

Neden Bu Forumda Büyük Medya Yoktu?

Forumda dikkatimden kaçmayan bir hususu programın sorumlusu Arap – Türk İlişkileri Merkezi Müdürü Mohammed Mesheinesh’e sordum. Normalde bu tarz toplantılara bizim gibi küçük medyadan önce, büyük TV kanalları ve gazeteler çağırılır. Neden bu programda Türkiye’nin büyük medyası yok?

Mesheinesh: “Büyük medyayı bilerek çağırmadık. Hatta normalde tamamen medyaya kapalı olacaktı ama son gün küçük internet sitelerinden ve medyanın diğer kollarından temsilciler davet ettik. Bu devrim sürecinde halk, merkez basının yerini tuttu. Kimsede profesyonel kamera yoktu veya ışıklar altında çekimler yapılmadı.

Halk, telefonunun kamerasıyla yeni gazeteciliğin en büyük başarısı sayılabilecek tarzda haberler yaptı. Kimse para almadı yaptığı bu işten. İnsanlar fotoğrafı çektikten sonra, videoyu kaydettikten sonra oturup bu görüntüler üzerine metinler yazdılar. Hiç biri profesyonel değildi ama en az onlar kadar başarılı oldular.

Bu yüzden bizim buraya profesyonellerden çok onları çağırmamız, onların birlik ve beraberliklerine katkıda bulunmamız gayet normaldir. Bu toplantının bir diğer amacı da, sosyal medya üzerinden yaşananları tüm dünyaya duyuran bu insanların başıboş insanlar olmadıklarını, kendi içlerinde kurumsallaştıklarını meraklılarına göstermektir. Çünkü dışarıdan bakınca dağınık bir görüntü var, yapılan bu işleri ciddiye almayanlara bu toplantımızla bir nevi cevap veriyoruz. Buradayız, birlikteyiz…”

Dikkatimi çeken konu başlıkları şu şekildeydi:

Sami Mustafa Mısırlı Gazeteci

- Tunus devriminden etkilenen bizler, “sanki biz Tunus’tan daha mı iyi durumdayız” diyerek ilk direnişleri başlattık.

- Biz “gelin devrim yapalım demedik” sadece halka bilgi verdik.

- İlk önce TV yayınlarımızı kestiler, daha sonra 2011 Ocak ayının sonlarında da internet kesildi.

- Yaptığımız yayınlarda El cezire bile bizden faydalandı. 

 Uluslararası Kudüs Haberleşme ve İletişim Ağı Sorumlusu: Aman Senwar

- Filisin Gençleri olarak Geleneksel medyanın zincirlerini kırmak istiyoruz.

- İşgal ve sürgünlere rağmen direnişimizi sürdürüyoruz.

- Amacımız Filistin hareketini dünyaya yaymak, duyurmak.

Abdulaziz Karakuş'ın Yazısı.