Abdulaziz Karakuş / Genç Haber Merkezi

Ev almak küçük aileler için büyük başarıdır. Yıllarca çektiği kiracılıktan kurtulup kendi yuvasına girmenin sevincini yaşar. "Başımızı sokacak kadar da olsa bizim olsun" der fakir adam. Bu yüzden yemeğinden keser, giyiminden keser, üç beş kuruş toplayıp o iki odalı eve bir an önce kavuşmaya çalışır.
 
Samsunlu fakir aileler de aynen böyle yaptılar. Yıllarca kursaklarından kestikleri paraları devlet babanın eline verip "bize de iki oda" dediler. Parayı veririken içleri rahattı, "kandırılmayız, paramız boşa gitmez" diyorlardı. Haklılardı, koskocaman devletin onlar gibi fakir fukaranın parasında gözü olamazdı...
 
Ama öyle olmadı. Evleri öyle bir yere yapıldı ki ilk selde, onlarca insanın ölmesine sebep olundu. Karadeniz gibi her mevsim yağış alan bir yerde dere yatağına konut inşa ettiler. Yok muydu koca Samsun`da başka bir yer? Bu arazi en güvenli yer miydi? Proje hazırlanırken olası felaketler hiç düşünülmedi mi? Bir yağmur anında o arazide ne gibi hasarların olacağı tahmin edilemedi mi? Yaptığı konutlarla, şehirleşme adına övündüğü onlarca projeye imza atan TOKİ bu seli hesaplayamadı mı?
 
Fakirin fukaranın canı ucuz, değersiz, ölürsünüz arkanızdan söylenen söz "birkaç kişi ölmüş, 10 kişi ölmüş, 34 kişi ölmüş" olur. Ötesi yok. Neden öldüler, kim öldürdü gibi sorular sorulmaz bu ülkede, soramazsın. Yap bakalım öyle bir şey başına neler geliyor. Dün Samsun Belediye Başkanı da bir spikeri sorduğu sorudan dolayı fırçaladı. Hakaret etti. Spiker; "Efendim TOKİ`nin hiç mi suçu yok" demişti. Dediğine pişman oldu...
 
Evet TOKİ`nin suçu yok.

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı`nın suçu yok.

Belediye Başkanı`nın suçu yok.

Valinin, Kaymakamın suçu yok.

Yasaların, genelgelerin, tüzüklerin suçu yok.
 
Evet suçlu kim biliyor musunuz?
 
Suçlu, o gün habersizce yağan o yağmur. Suçlu, sel.

Suçlu, "çocuklarım ölüyor" diye bağıran anne.

Suçlu, devletine güvenerek onun gösterdiği yerde ev alan o yoksul halk.
 
Benden sonuç mu istiyorsunuz? Bilmiyor musunuz ne olacağını. Yakında ölenlere rahmet okuruz, geri kalanlara da tazminat veririz. Siz de daha fazla kurcalamayın bu konuyu. Avrupa yolunda hızlı adımlarla ilerleyen ülkemizi zedeleyecek yorum ve yazılardan kaçınalım. Ortadoğu`da liderlik yapan ülkemizi zor durumda bırakmayalım. Tamam mı? Sonra animallah Alamanlar, bizi içlerine almazlar, geri kalırız...

Unutmadan son anda hatırladığım bir başka suçluyu daha söyleyeyim: "Suçlu o ölenler. Zaten onlar ölmeseydi onlara "bu saatte evde ne yapıyordunuz" soruşturması açacaktık..


Abdulaziz Karakuş'ın Yazısı.