Fatma Betül Dinçaslan

‘Maddenin en küçük parçası olan atomda yoğun bir enerji vardır. Yunan bilginlerin iddia ettiği gibi bunun parçalanamayacağı söylenemez. O da parçalanabilir. Parçalanınca da öyle bir güç meydana gelir ki, Bağdat’ın altını üstüne getirebilir.’ Nitekim 1945’te Hiroşima ve Nagazaki’nin altını üstüne getiren şey de bahsedilen bu güçten kaynaklanıyordu…

Bu sözleri söyleyen kişi 721’de Horasan’ın başkenti Tus’ta doğan kimyanın ‘üstatlar üstadı’, eski Harran Üniversitesi rektörü Cabir bin Hayyan laboratuvarını kuran bu alim zat, doğal olarak bazı malzemelerden yoksundu. Bu sebeple kimyasal işlemler için kullandığı aletleri kendisi geliştirmiş ve kimya teknolojisinin gelişmesinde önemli rol oynamıştır. Bu aletlerden en popüler olanı ise ‘imbik’. Hayyan doğadaki maddelerin saf olmadığı görüşünü belirtmiş ve hatta suyu damıtarak saf olarak elde etmeye çalışmıştır. O’na göre sadece canlıları oluşturan maddeler değil,cansızları oluşturan maddeler de damıtılabilirdi. Batı’da ‘Geber’ olarak bilinen Hayyan, eskiden kalma basit damıtma ile de yetinmemiş, bizatihi nütrik asit, sülfirik asit gibi buluşlara da imza atmıştır.

Sadece kimya değil: "Allah bize fizikî kanunlar vermiştir. Bunlarla bitki, hayvan hattâ insanın benzerini yapabiliriz. Allah beşere öyle kabiliyetler bahşetmiştir ki, beşer, kâinattaki bütün sır perdelerini bununla çözmeye muktedirdir."diyerek Genetik ilmine de kapı aralamıştır.
 
Ayrıca bu zat içbükey aynalarla güneş ışınlarını bir odakta toplayıp, uzak mesafelerden ağaçları tutuşturarak başladığı yolda ‘Mercekler Teorisi’ni ortaya atarak fizikte geçerli olan optic kanunlarının da temeline toprak atmıştır.
 
Kimyevi hadiselerin tabiatta Cenab-ı Hakk’ın izniyle uzun sürede meydana geldiğini; kimyagerin ise bu uzun süredeki hadiseleri kısa zamanda yapan kişi olduğunu söyleyen Cabir Bin Hayyan, hiçbir şekilde tevazusundan da ödün vermemiş; yine takdir edenin Allah olduğunu hıfzında hep taşımıştır. Allah bildireni bilen alimler zümresine cümlemizi ilhak eylesin! Fatma Betül DİNÇASLAN
 
Kaynak: Sızıntı-Ekim-2009, Bilim ve Teknik-Mayıs-2012


GENÇ'ın Yazısı.