Hanife Çetinkaya
600 yıl önce Paris Tıp Fakültesi’nin kütüphanesinde bulunan 9 ana kitapdan biriydi: "Kanun-u Fi`t Tıp" Yıllarca batıda tıp eğitiminde tıbbın kaynağı olarak okutulmuştu. Peki kimindi bu kitap? Batılıların tabiriyle Avicenna diye büyük bir alimindi. Size de isim hiç tanıdık gelmemiş olabilir.. Ama o bizim İbn-i Sina’mızdır.
Peki İbn-i Sina’yı “Avicenna” yapan neydi?
Bu sorunun cevabını almadan önce İbn-i Sina’yı biraz tanıyalım. İbn-i Sina 980 yılında günümüz Özbekistan`ında yer alan Buhara yakınlarındaki Afşana kentinde doğdu. Samanoğulları sarayı kâtiplerinden Abdullah Bin Sina`nın oğlu olan İbn-i Sina babasından, ünlü bilgin Natili`den ve İsmail Zahit`ten ders aldı. Babası şairdir, yazdığı şiirler ve kişiliğinden dolayı halis anlamına gelen Sina lakabı takılmıştır. Sina’nın oğlu manasında ki İbn-i Sina adı buradan gelmektedir. İbn-i Sina okula Buhara`da başladı.10 yaşına geldiğinde Kur`an ve edebiyat ilmini tamamlamış bir hafızdı. Sonraki 1 buçuk sene içinde 10 kitabı ezberledi böylelikle küçük yaşta çağının bütün ilimlerini öğrenmişti. Tıpa olan merakı 16 yaşında başladı ve 17 yaşında henüz öğrenci olmasına rağmen hasta tedavi ediyordu. Devrin veziri Emir Nuh Sasani‘yi tedavi ettiği için saray kütüphanesinden yararlanma olanağına kavuştu. Bu durum ilmini geliştirmesine katkı sağlamıştır. İbn-i Sina, 21 yaşında ilk kitabı El –Ruziye‘yi yazdı. 22 yaşında babasını kaybettiği için Gorgan’a gitmiştir ve burada El Kanun fi’t tıp adlı eserini yazmaya başlamıştır. Sorumuzun cevabına gelecek olursak eğer yıllarca batılılar tarafından ders kitabı olarak okutulan El Kanun fi’t tıp kitabını incelememiz gerekecektir. Öncelikle İbn-i Sina’nın kalp hastalıkları hakkında görüşlerinden bahsetmek istiyorum.
Kalp ve damar hastalıklarının en önemli sebebinin tansiyon olduğunu söylemiştir. Daha çok yüksek tansiyondan bahsetmiştir. Eğer kalbe yeterli kan gitmezse ağrı yada kriz oluşabileceğini belirtmiştir. Yüksek tansiyonun tedavisi için Kalsiyum (Ca) kanallarını bloke eden ilaçlar kullanmıştır. Kalbin kasılması mekanizmasında Ca’un çok önemli olduğunu bildirmiştir
Kalsiyum kanal blokörleri günümüzde kardiyovasküler bozukluklar başta olmak üzere çeşitli hastalıkların tedavisinde önemli yeri olan ilaçlardır. Bunların modern tıpta kullanılan ilk örneklerinden sinarizin 1959, verapamil 1962 ve lidoflazin 1966 yılında patent almıştır. Verapamil’in klinikte ilk uygulaması 1966 yılında gerçekleşmiştir. Oysa İbn-i Sina yıllar öncesinden Ca blokerlerini tedavi amaçlı kullanmaya başlamıştı.
Sonuç olarak; İbni Sina ünlü bir tıp bilgini olmasının yanı sıra dopdolu ve mücadeleli geçen yaşamı boyunca hayatın iksirini aramış, ardında zamanın bütün ilimlerini kapsayan bir kütüphane dolusu değerli eser bırakmış bir filozof-Alimdir. Bıraktığı eserler ve bu eserlerin içerdiği konular bugünde hala geçerliliğini korumaktadır. Hepimize düşen görev, milli kültür ve değerlerimizi tanıtmak ve insanımızın bu engin bilgi haznesinden yararlanmasını sağlamaktır.
GENÇ'ın Yazısı.