Fatih Andı, Hasan Akay, İstiklâl Marşı İstikbâl Marşı, Hat Yayınevi, 523 Sayfa.

“İstiklal marşı, bir milletin ölüm kalım çağının destanıdır.” Topyekûn bir milletin varoluş mücadelesi verdiği bir dönemde, o dönemin nabzını, hissediş ve düşünüşünü en iyi tutan bir şair tarafından yazılmıştır. Tâceddin Dergâhı’nın küçük bir odasından filizlenen bu şiir, gün be gün büyümüş, Anadolu insanının zihninde yoğrulmuş ve hiç çıkmamacasına onun kalbine yerleşmiştir. Bir marş, bir duruş, bir duyuş olmuştur. Kendisiyle birlikte şairini de milletin kalbine nakşetmiş ve sevdirmiştir.

İstiklal Marşı köktür. Çünkü kök olacak kadar dili sadedir, kök olacak kadar derin ve düşündürücüdür. Aslında İstiklal Marşı, yok olmaya yüz tutan bir ağacın, göğsünde taşıdığı imanla yere bir tohum daha atmasıdır. İşte kök, o tohumdur.

İstiklâl Marşı, istikbâlin marşıdır. İstikbâldeki istiklâl’in muştusudur. İstiklâlden sonra gelecek olan yeniden dirilişe hazırlıktır. O diriliş er ya da geç gelecektir. O dirilişin temelleri İstiklâl Marşı ile atılmıştır.

İstiklâl Marşı’nın kırk bir dizesi şimdi de kırk bir yazar, şair ve akademisyenin yorumuyla kitaplaştırıldı. Hat Yayınevi tarafından Hasan Akay ve Fatih Andı’nın emekleriyle hazırlanan kitapta her dize ayrı bir yazar tarafından kaleme alınıyor. Her yazar İstiklâl Marşı’nı kendi gönlüne düşürdüğü ışığı takip ederek anlatıyor. Öyle ya, İstiklal Marşı, 90 yıldır her gönüle ayrı bir ışık düşürüyor...

Selim Tiryakiol'ın Yazısı.