İlk çıktığımız günden bu yana sesimizin eriştiği gençlere “senden murat nedir” diye sorduk. Her satırımızda ve her nazarımızda, muradını bulmuş, kendinden bekleneni yerine getirmek için yola koyulmuş, gözleri çakmak çakmak yanan dertli gençlerin rüyasını gördük. Uyanık görülen bir rüyaydı bizimkisi... Her katettiğimiz menzil, bize rüyamızın sağlamasını yapma imkânı verdi. Hamdolsun, rüyamızın da, rüyamıza giden yolun da hep bereketini gördük. “Dertli gençler” diye yürüdükçe dertli gençlerle buluştuk; derdimizin, sadece onları değil, bizi, hepimizi sımsıkı saran o ikliminde kardeşliği tattık. Kısacası, Mevlana’nın, elinde kandil, adam arayan dertlisi gibi ortada kalmadık.

71 sayıdır kalbi bizimle atan GENÇ kardeşlerimiz bunun şahididir. Zamanla dertli gençlere ilişkin derdimiz de kemale doğru seyretti. Doğrusu ne kadar değişim de olsa bizim o konudaki arayışımız bellidir; biz dertli gençler aramaya hep devam ederiz, ediyoruz da nitekim. Ama şu aralar esas arayışınız nedir diye soracak olursanız şunu söyleriz: Biz önce ‘namaz kılan gençler’ diyoruz artık. Evet, biz musalli gençler arıyoruz, çünkü namaz dert de dâhil her güzel hasleti bir şekilde doğurabilecek münbit bir ibadettir. Kapak konumuz, yıllar içerisinde tekâmül etmiş dert çağrımızın farklı bir ifadesidir. Biz dünyaya namaz kılmaya geldiysek, namazı öncelememiz gerekiyor. GENÇ, beraber yürüdüklerine ve ileride beraber yürüyeceklere namazın temelinde olduğu bir varoluş çağrısını hep yaptı zaten. Artık bu çağrımızı açık ve net bir şekilde “önce namaz” şeklinde ifade ediyoruz. Namaz varsa dert de vardır. Şunun için: Namazımız varsa her şeyimiz vardır, namazımız yoksa neyimiz vardır?

***

Ramazan ne güzel bir bereket ve rahmet ayı, değil mi? Sıcağın tavan yaptığı zamanlar ama O’nun için aç ve susuz kalmak çok güzel ve farklı bir yardım ile taçlanıyor. Bunu da bilen, tadan ve yaşayan anlıyor ancak. Bayram da öyle olacak, çünkü bayram, ancak Ramazan’ın tadına varanların anlayabileceği bir keyfiyetle gelecek. Hem Ramazan’ınızı hem bayramınızı tebrik ediyor ve şu şükür hissinin hiç elimizi ve gönlümüzü bırakmamasını niyaz ediyoruz: Rabbimiz bizi bu müstesna zamanların tadını hissedebilecek, böyle müşterek sevinçleri ruhumuzda yaşayabilecek bir ortama sahip kıldı.

***

Geçtiğimiz ay Gana’ya giden GENÇ Gönüllülerin ilk grubu döndü, hemen ardından ikinci grup düştü yola. İlk grupla ilgili çok güzel haberler ve hidayet öyküleri geldi, ama biz istiyoruz ki bunları arkadaşlarımız kendi ifadeleri ile kendileri paylaşsınlar. O yüzden biraz sabır…

***

Abone kampanyamız biteli çok oldu ama abonelerimiz gelmeye devam ediyor. Geçen sene “Hakk’a Adanmış Gençlik” kitabımız ile yakaladığımız güzel çıtayı bu sene de muhafaza ettik, hamdolsun. Önümüzdeki sene için kampanya hazırlıklarına şimdiden başladık, yine bir kitap hediyemiz olacak. Eylül sayımızda bu kitabımızla ilgili bilgilerimizi paylaşmayı ümit ediyoruz.

Yeni sayıda buluşmak ümidiyle hepinizi Allah’a emanet ediyor, bayramımızın hayırlara vesile olmasını niyaz ediyoruz.


Mehmet Lütfi Arslan'ın Yazısı.