İsrail’de ekonomik sebeplerden dolayı tıpkı Tunuslu Muhammed Buazizi gibi kendisini ateşe veren Moşe Silman’ın da İsrail’de bir sosyal hareketi başlatıp başlatamayacağı tartışılıyor.

Evet İsrail ekonomisinin içinde bulunduğu darboğaz, gelir dağılımındaki adaletsizlik vs. diğer Ortadoğu toplumlarındaki kadar olmasa da İsrail toplumunu da etkiliyor. Ancak her geçen gün biraz daha derinleşen dindar-laik ayrışması İsrail toplumu için çok daha büyük sosyal sıkıntıların kapıda olduğunu gösteriyor.

Laiklerle Ortodoks Yahudiler arasındaki kadim sürtüşme bugünlerde zirve yapmış durumda. Yahudi toplumunu ortadan ikiye bölen ayrışmanın özünde İsrail devletinin Ortodoks Yahudilere tanıdığı ciddi ayrıcalıklar yatıyor. Gelir dağılımından şikâyetçi laik İsrailli vatandaşlar, Ortodoks Yahudilere vergi ve askerlik gibi çok önemli iki yükten muaf tutulmalarını ne kabul ediyorlar ne de hazmedebiliyorlar.

Verilere göre Ortodoks Yahudilerin en yoğun olduğu yer olan Kudüs’te nüfusun yalnızca üçte biri vergi veriyor. Bu vergiler de hiçbir işte çalışmayan Ortodokslara pek çok resmi yolla devlet yardımı olarak gidiyor.

Vergi muafiyetinin yanı sıra, laik Yahudilerin canını en çok sıkan mevzuu, İsrail devletinin Ortodoks Yahudileri dini okullarında okuyanlara askerlikten muaf tutma kıyağı.

Yeşiva, İsrail’de haham ve din adımı yetiştiren okullara verilen ad. Bizdeki imam hatip, ilahiyat fakültesi muadili eğitim kurumları… Bir nevi Haham Hatipler!

Ancak bizdekinin tam aksine İsrail’in “haham hatip” öğrencileri inanılmaz ayrıcalıklara sahipler. Kadınların bile iki yıl zorunlu askerlik yaptığı ülkede askerlikten muaflar mesela. Askerlikten yırtmak isteyen herkesin Yeşivalara hücum etmesi üzerine bu ayrıcalığa yönelik tepkiler çığ gibi artmış durumda.

Bu ayrıcalığın sebebine gelince; Ortodoks Yahudiler taa baştan beri İsrail devletini din dışı görüyorlar. Onlara göre İsrail’in kurulabilmesi için önce Mesih’in gelmesi gerekiyordu. Mesih gelmeden İsrail devletinin kurulmasını Tevrat öğretisine ters bir adım olarak görüyorlardı.

İsrail Devletinin kurucusu David ben Gurion, Siyonist devleti tesis edebilmenin önünde engel gördüğü Ortodoks Yahudilerin önemli bir bölümünü, kurulacak devlette vergi ve askerlik gibi ağır yüklerden kendilerini muaf tutulacağı sözünü verdi. Daha doğru bir ifadeyle onları vergi ve askerlikte muaf tutma rüşveti ile ikna etmeyi başardı. (İkna olmayanları ise İsrail devletine karşı en az Filistinliler kadar karşılar ve yıkılması için mücadele ediyorlar.)

O günlerden bugüne değin Ortodoks Yahudiler bu ayrıcalıklı durumdan istifa ediyorlar. Ancak bu ayrıcalıklı duruma tepkiler her geçen gün artarak devam ediyor. İsrail hükümetleri 2002’den beri Ortodoks Yahudileri kırmadan, darıltmadan bu tepkileri giderebilmenin formülünü bulmaya çalışıyor. Ama nafile. Henüz her iki tarafı tatmin edecek o orta yol bulunabilmiş değil.

İsrail hükümeti içinde de derin bir krize neden olan, 18-23 yaş arası İsrail’de askerlik yapmayan Ortodoks Haredem Yahudilerin yüzde 50’sini silah altına almayı, geri kalan yüzde 50’sini ise ulusal hizmetlerde çalıştırmayı öngören “Tal Law” kanun taslağı bir formül olarak masada duruyor. Taslak yasallaşırsa kıyamet kopacak. Çünkü, Ortodoks Yahudileri bu kanunun yasallaşmasını iç savaş anlamına geleceğini ifade ediyorlar.


Beytullah Demircioğlu'ın Yazısı.