Mali, Afrika’nın en büyük yedinci ülkesi... Tıpkı pek çok Afrika ülkesi gibi insanlık krizinin tavan yaptığı ülkelerden biri aynı zamanda… Türkiye’nin iki katı yüzölçümüne sahip, denize kıyısı olmayan, 12 milyon nüfuslu ve nüfusunun %90’ı Müslüman olan bir Afrika ülkesi Mali, Mart ayında gerçekleşen darbenin ardından bu yana büyük bir kaosun içinde. Darbe, işgal, bağımsızlık ve şeriat ilanı haftalar içinde Mali’nin şahit olduğu gelişmeler.

Kaosun sebebi Afrika’ya ilişkin o bildik gerekçelere dayanıyor; sömürgeci ülkelerin geride bıraktıkları fitne ekilmiş, ince eleyip sık dokunarak cetvel çizilmiş topraklar, etnik ve dini parçalanmışlık vs.

Cezayir, Niger, Libya ve Burkino Faso’ya yayılmış vaziyette yaşayan Tuaregler Mali’nin etnik mozaiğinin en önemli unsurlarından birini oluşturuyor. Tuaregler, Mali Cumhuriyeti’nin kurulduğu 1960 yılından bu yana Mali ordusuyla kesintili de olsa savaş halinde. Yarı göçebe halinde yaşayan Tuareglerin milisleri Libya iç savaşının ardından elde ettikleri silahlarla Mali hükümetine karşı yürüttükleri bağımsızlık savaşını hızlandırmışlardı.

Geçen mart ayında isyancılarla yeterli mücadeleyi göstermiyor diye Mali ordusunca gerçekleştirilen darbenin ardından ortaya çıkan kaostan istifade eden Tuaregler, daha sonra anlaşamayıp savaşacakları El-Kaide bağlantılı Ensar-u Din örgütünün yardımıyla bağımsızlık ilan ederek Mali’yi fiilen böldüler. İlk işleri de Afrika kıtasının en önemli ilim ve bilim merkezi “333 evliya şehri” Timbuktu’taki 600-700 yıllık insanlık tarihi mirası camileri, türbeleri ” tekbirler eşliğinde dümdüz etmek oldu.

İslam adına devrim yaptığınızı söyleyeceksiniz ve ilk işiniz yüzyıllık tarihi camileri ve türbeleri, “İslam 15cm’den yüksek mezarlara izin vermez” iddiasıyla yerle bir etmek olacak! Hakikaten insan anlamakta zorlanıyor bu çarpık zihniyeti…

İslam dünyası olarak işimiz gerçekten çok zor çook.

Beytullah Demircioğlu'ın Yazısı.