Kendinizi Küçümsemeyin!
Allah katında neyin büyük neyin küçük olduğunu kim bilebilir? Belki de sizden birkaç güzel söz bekleyen birisine ayırdığınız kısacık bir vakit, yazılan onca kitaptan, iştah kabartan büyük mevkilerden çok daha değerlidir, kim bilebilir?
Zaman zaman farklı dostlarım aynı şeyi dillendiriyor: “Hiçbir şey yapmak istemiyor canım, sanki her şey yapılmış, halledilmiş, söylenmiş gibi. İçimde bir ümitsizlik var, geleceğe karamsar bir şekilde bakıyorum. Bundan da öte, ne yaparsam yapayım benden bir şey olmaz gibi, bütün köşe başları tutulmuş, bundan sonra büyük şeyler yapabileceğime inanmıyorum.”
Zamanımızın görünmeyen hastalıklarından biri bu. Bir sarmaşık gibi bizleri saran türden hem de. Ne zaman bu tür düşüncelere dalsam ya da bunlarla bir başkasında karşılaşsam, hemen aklıma şunları getiriyorum: Kur’an-ı Kerim’de “İbrahim tek başına bir ümmetti” deniyor. Demek ki tek başına bir ümmet olma hedefi konulmuş önümüze. Bu ise yapılacak çok şey olduğunu fısıldıyor kulağımıza. Düşünsenize, her anınızda “ben tek başıma bütün insanlığı temsil ediyorum, herkesten ve her şeyden sorumluyum” şuurunda yaşamak, bu şuura ulaşmaya çalışmak az bir şey mi? Bu gayret içinde olan bir insan sıkılmaya, daralmaya, ümitsizliğe vakit bulabilir mi?
Diğer yandan, büyük iş ya da küçük iş diye bir ayrım bize göre var. Allah katında neyin büyük neyin küçük olduğunu kim bilebilir? Belki de sizden birkaç güzel söz bekleyen birisine ayırdığınız kısacık bir vakit, yazılan onca kitaptan, iştah kabartan büyük mevkilerden, dillere destan şöhretlerden çok daha değerlidir, kim bilebilir? Ya da katıldığınız küçük bir gönüllülük faaliyeti, bir başka yürekte sizin adınıza kabul edilmiş avuç avuç dualara dönüşüyordur da fark etmiyorsunuzdur, ne dersiniz olamaz mı?
Kendimizi küçümsemeyelim, herkes bir işe yarıyor, herkesin bir vazifesi var, herkes Allah’ın bir nimeti. Biz yeter ki “büyük adam olma çukuruna” düşmemeye çalışalım ve sadece bu dünya ile sınırlı düşünmemeye gayret edelim. Çünkü ufku bu dünyayı aşamayan bir insan kendisine yapabileceği en büyük eziyeti yapmış demektir.
Not: Bu arada, İngiltere’deki Bristol Üniversitesi’nde yapılan bir araştırma; fiziksel aktivitenin Alzheimer hastalığı riskini % 33, depresyon riskini de % 50 oranında azalttığını ortaya çıkardı. Hareketteki bereketlere bakın. Durana aşk olsun!
Süleyman Ragıp Yazıcılar'ın Yazısı.