Beyza Karaöz

Şu anda bir yerde oturuyor veya uzanmış olabilirisiniz. Birazdan muhtemelen ayağa kalkıp yürümeye başlayacak, belki de kütüphanenizin üst rafına uzanacaksınız. Bunları yaparken bir yandan da parmaklarınızla kavradığınız fincandaki çayınızı da yudumluyor olabilirsiniz. Her ne konumda bu satırları okuyorsanız veya hangi işi yapıyorsanız, hareketlerinizi kemiklerinize ve kemiklerinizin oluşturduğu güçlü iskeletinize borçlusunuz. Eğer iskeletiniz olmasaydı bu yazıyı okuyamazdınız. Hatta yerinizden kalkmak, elinizi kıpırdatmak bile mümkün olmazdı. Vücudunuz içi boş bir çuval veya bir et yığını gibi yere serilirdi. Organlarınız kendi ağırlığınız altında ezilir ve birkaç saniyede yaşamınızı yitirirdiniz.

Günlük hayatta hiç düşünmeden yaptığımız ve basit diyebileceğimiz hareketleri bile kemiklerimizin fonksiyonel yapıları sayesinde gerçekleştiririz. Örnek olarak bir kitabı okurken neler yaptığınızı düşünelim. Kitabın ilk sayfasını çevirdiniz. Bunu yaparken ilk olarak işaret veya orta parmağınız çalıştı. Başparmağınız da size yardımcı oldu. İşaret parmağınızı oluşturan üç parça kemik sırayla büküldü. Aynı zamanda başparmağınızı oluşturan iki kemik havaya kalkarak sayfanın çevrilmesini sağladı. Tüm bunlar olurken elinizin bağlı olduğu bilek kemiği ve elinizdeki diğer kemikler çeşitli açılarla büküldüler, esnediler. Elbette kol kemikleri de sayfaya doğru uzanmanıza yardım ettiler. Kısacası varlığının belki de farkında olmadığımız mekanizmanın yine siz hiç farkına varmadan, sizin için birçok işlemi aynı anda yapması sayesinde kitabı okumaya başladınız ve hala sayfaları çevirmeye devam ediyorsunuz.

İnsan bedeni 206 tane sert parçanın bir araya gelmesiyle oluşmuştur. Bu parçalar adeta bir yap - boz oyununun parçaları gibi birbirine tam olarak uydurulmuş ve belli uçlarından birbirlerine tutturulmuştur. Kemikler ve kemiklerin bir araya gelerek oluşturduğu iskelet incelendiğinde önemli bir yaratılış mucizesiyle karşılaşırız.

Birbirine bağlı 206 parçalı bir yapı: İskelet. Bir yetişkinin vücudunda 206 kemik olmasına rağmen bu sayı çocuklarda 350 kemiğe kadar ulaşır. Ergenlik dönemine girerken bu kemiklerin birçoğu birleşir ve sayı 206ya düşer. İnsan vücudunun ağırlığının yaklaşık % 20sini kemikler oluşturur. Yani 70 kilogram ağırlığında bir insan bedeninde 14 kilogram kemik taşır. Daha doğrusu 14 kilogramlık iskelet 70 kilogramlık bedeni taşır, ayakta tutar, hareket ettirir. Bu dayanıklılık iskeletin hayranlık uyandıran özelliklerinden sadece bir tanesidir. Kemiklerin en önemli özelliği ise insana çeşitli şekillerde hareket imkanı sağlayabilmeleridir. Bu özellik uzun yıllardır türlü makine ve robotlar üzerinde uygulanmaya çalışılmış ancak kısıtlı sonuçlar alınmıştır. Onun için yürürken veya herhangi bir iş yaparken uzuvlarımızdaki mükemmel kemik parçalarını daima düşünmeli ve tefekküre dalmalı...

GENÇ'ın Yazısı.