Mehmet Sadık

Ailecek yazın ve tatilin keyfini çıkaran koca bir aile, yatağa girdiklerinde başlarına ne geleceğinden habersiz… Yeni doğan yavrusuna daha doyamamış, öpüp koklayamamış taze anne, bebeğinin aldığı nefesin bu gece biteceğinden bihaber, onun geleceğinin planlarını yapıyor. Yeni evlenmiş genç çift, düğün için girdikleri borçların hesabını düşünerek uykuya dalmış… İş hayatına yeni atılmış; eş, dost, akraba ne bulduysa borç harç toplayıp iş yerini açan heyecanlı adam, aklının ucundan geçmeyen bir olayla bütün bunların yok olacağını nereden bilebilirdi?

Deprem! Hayatı boyunca bu kelimeyi pek duymamış, duyduğu zamanlarda da üzerine gidip, ne olduğunu merak etmemiş. Sadece kuru bir ‘afet işte’ denmesine şahit olmuş, daha babasına yalvar yakar yeni aldırdığı uzaktan kumandalı arabasıyla yatağa giren ‘çocuk’, uykusunu bölen bu olayın kuru bir ‘afet işte’ olmadığını çok iyi anlayacak.

Rahmetle Anıyoruz

Tarih: 17 Ağustos 1999. Gece 03.00 suları. Bütün Türkiye, hatta dünya bile bu tarihi aklına kazımış… Çünkü hafızalara ’17 Ağustos Depremi’ olarak geçen bu olay, resmi raporlara göre, 17.480 ölüme, 23.781 yaralıya ve 505 kişinin sakat kalmasına, resmi olmayan bilgilere göre ise yaklaşık 50.000 ölüm, ağır-hafif 100.000`e yakın yaralanma olmuş...

17 Ağustos depreminden bugüne tam 12 sene geçti. Geride kalan yıllarda, annesiz büyüyen çocuklar koca birer insan, evladını kaybeden ana-babalar, yüreklerine bastıkları acıyla yaşar oldu…

O gün kaybettiğimiz tüm kardeşlerimizi rahmetle anıyoruz yeniden... Mekanları cennet olsun...

 

Yâ Rabb! Ümmet-i Muhammed`i her türlü belâ, âfet, musîbet, azap ve gazabından muhâfaza eyle! Rahatlık ve genişlik zamanlarında cümlemizi havf ve recâ hâlinde sabredip ilâhî mükâfatlarına nâil olan bahtiyarlar zümresinden kıl! Gönüllerimize sükûn ve sekînet bahşeyle! Hem îmân ve irfân, hem de gazap ve belâ bakımından karanlık geceler gibi geçen o günleri, nûrlu, bereketli ve müjdeli sabahlara inkılâb eyle!

 

Âmîn!.. 


GENÇ'ın Yazısı.