Kendi Hikâyemizi Yazalım Bu Sefer
Cantürk Genç / Genç Haber Merkezi / @canturkg
-Adın?
-Yaşın?
-Hangi okulda okuyorsun?
-Ne iş yapıyorsun?
-Kaç para kazanıyorsun?
-Arabanın markası ne?
Sanırım hepinize tanıdık geldi bu sorular. İnsanların değer yargılarının ana soruları az önce okuduklarınız. Çoğunu da siz seçmemişsinizdir büyük ihtimalle. Adınızı ebeveynleriniz koymuştur, fiziki özellikleriniz doğuştan gelmiştir, okulunuz yahut işiniz toplumun bize dayattığı değerlerden kaynaklanmıştır. Kısacası elimizde olmayan değişkenlerle değerlendiriliyoruz, muamele görüyoruz.
-Ooo Bilal de Tıp Fakültesi`ni kazanmış, örnek alınılacak çocuk vallahi.
Bu cümledeki anlam ise hekimlik insanların gözünde kutsal bir meslektir, toplumda önemli bir mevkidir, maaşı da iyidir hani. Keza mühendislik, yöneticilik veya avukatlık da aynı kategoride değerlendirilir. Kısacası insanların davranışları, duyguları, maneviyatları bir değer taşımaz günümüzde. İnsanların değerlerini sayılarla ölçeriz. Bir de şu cümleye bakalım.
-Serpil de çok saygılı, yardımsever, dürüst kız ama ola ola ressam oldu.
Toplumun genelinde sanatçı aç kalır mantığı vardır. Kazancı belli değildir, Ailesini geçindiremez. Eserleri herkes tarafından beğenilen büyük bir sanatkâr olmadığı sürece toplumda itibarı olmayan biridir. Boş(!) işlerle uğraşan gereksiz bir kimsedir en nihayetinde. En sık duyduğu cümledir “Evladım bırak artık boş hayaller peşinde koşmayı, git sigortalı bir iş bul.” Ahlakından kimse bahsetmez. Toplumun bize öngördüğü kuralların dışına çıkmıştır. Saygın(!) bir meslek edinememiştir, bir sigortası bile yoktur.
Toplumun modernleşmesiyle beraber insana verilen değer, makam ve mevki ile ölçülür oldu. Bireyin manevi tarafı tamamen saf dışı bırakılarak materyalist düşünceler ilk sıraya yerleşti. Modern hayatın bize sunduğu seçenekler arasında seçim yapmak zorunda bırakıldık. En büyük gayemiz hayatımızı rahat içinde geçireceğimiz bir meslek artık. Neden? Çünkü toplum bize böyle emretti. Bize ise bu kalıpların dışına çıkamayacağımızı empoze etti.
Bütün bunlara rağmen unutmamamız gereken çok önemli bir nokta var. Toplumun kurallarını bireylerin düşünce yapısı oluşturur, kurallar bireylerin fikir dünyalarından beslenir. Bugüne kadar işin içinde biz yoktuk. Fikirler bizden bağımsız bir şekilde doğdu, gelişti ve bize ulaştı. Hayatımızı bu kurallara paralel bir şekilde kurduk ancak artık dur demenin zamanı geldi.
Hayatımızın geri kalanında toplum normlarını belirleyecek fikir sermayelerinin sahipleri biz -gençler- olacağız.
Hülasa üstümüze düşen sorumluluğun geleceğe yön vermek olduğunu söyleyebiliriz, artık oyunun kurallarını koyan kesim biz olacağımıza göre ilk işimiz insana verilen değerin maddiyat yerine maneviyatla belirlenmesi olmalıdır.
Hayata dair görüşlerimizde insanı birinci sıraya koymalı, kişileri sahip oldukları geçici zenginliklere göre değil ömürlerinin sonuna kadar onlarla beraber olan hatta dünya hayatından sonra da onlarla beraber olacak ahlaki özellikleriyle değerlendirmeliyiz.
Unutmayalım gelecek yüz yıl biz gençlerin oluşturdukları ortak değerlerle yaşanacak. Bugüne kadar hep başkalarının öykülerini, masallarını dinledik, onlardan ilham aldık, lakin artık zaman bizim zamanımız.
Kendi hikâyemizi yazalım bu sefer.
Cantürk Genç'ın Yazısı.