Aşağısı Kurtarmaz!
“Medeniyet, birikimdir” dedi âlim. Talebe dinliyor, bir yandan da not tutuyordu. Uzun, kıvırcık saçlarının hemen altındaki beyninde onun söylediği her sözü evirip çeviriyordu. Lakin, kelimeleri tam manasıyla kavrayıp kavramadığını anlayamıyordu. Üzerinde düşünemiyordu, çünkü bir sonraki sözü kaçırmak istemiyordu. Kaçırınca hoca sinirleniyordu.
“Medeniyet” dedi bilge; “senin, benim, bizim yaptığımız her şeydir. Milletin her ferdi, her farklı davranışında yeni bir taş koyar medeniyet duvarına.”
Medeniyetten ona neydi ki? O, karnını doyurmanın peşindeydi. İlim ona fazlaydı. Zaten âlim olmak da istemezdi. Bilmek ona yaramıyordu. Öğrendikçe kederleniyordu. Öğrendikçe korkuyordu. Dünya farklılaşıyordu çünkü ve o, deryada damlalığını, hayattaki fücurunu fark ediyordu. Kendisini kötü hissetmek istemiyordu.
Alışık olduğumuz bir tablo, değil mi? Her gün karşımıza belki yüzlercesi çıkıyor. Eğlenceye dalmış, derdi, ilimle dertlenmeyi umursamayan insanlar... Bir katre cefayı kaldıramayan insanlar...
İlim sabır işidir. Cefasını çekmeyene sırlarını açmaz. Sabırla her gün, belki ufacık bir taş, belki bir duvar ekleyerek ilerlemeli insan. Çünkü ilimsiz iman olmaz diyor bilenler. Gerçekten öyle midir? İlimsiz iman olmaz mı? Yani samimiyetimiz ilmin açığını kapatmaz mı? Hemen herkes bilir taşa samimiyetle (haşa) Allah diye tapan çobanın hikâyesini. Çobanlık bizi kurtarmaz mı?
Kurtarmaz kardeşim! Cehaletimiz bütün Âlemin hayatını berbat ediyorsa kurtarmaz! Sana lütfedileni kullanmıyorsun. Bir manada nimetten yüz çeviriyorsun. Ceddinin kurduğu medeniyeti aklındaki balyozla yıkıyorsun, cehaletin boşluğuna terk ediyorsun. İşte bu yüzden kurtarmaz.
Âlimin uykusu, cahilin ibadetinden evlâdır diyor Efendimiz. Yani aslında hiçbir işle meşgul olmadan, -düşünmeden bile- geçen zaman nasıl oluyor da ibadetten hayırlı oluyor? Sanırım onu da âlim olan anlar. Fakat şu bir gerçek ki öğrenilen her yeni bilgi yepyeni kapılar açıyor karşımızda. Her yeni dünyada O’ndan bir iz görüyor, daha kuvvetli inanıyor insan. Yaradan’ın büyüklüğünü, kendi acziyetini anlıyor, daha ziyade korkuyor, daha çok güveniyor.
Bugün, kendini Müslüman görenlerin dünyasında belki de en büyük problem cehalettir. Bunun aşılması gerekir. Aşılması için de ilk aşamada ilim talep eden bir millet gerekir. İlim ile örülmüş bir medeniyet duvarı için, istisnasız her ferdin elini taşın altına koyup talep etmesi gerekir...
Mehmet Emin Gül'ın Yazısı.