Gelin biz bu sene yaz tatili demeyelim de yaz tadili diyelim. Yaz ayları boyunca kendimizde eksik gördüğümüz özellikleri tamamlamaya, yanlış gördüğümüz davranışları düzeltmeye çalışalım. Kazanmak istediklerimiz alışkanlıkları kazanalım, öğrenmek istediğimiz bilgileri öğrenelim.

Yaz ayları geliyor. Hepimizin bildiği gibi günler uzun, geceler kısa olacak. Her ne kadar hayatla anlam konusunda anlaşmış ve yaşıyor olmanın anlamını belirlemiş bir insanın için gece ve gündüzün uzun ya da kısa olmasının herhangi bir farkı yoksa da havanın erkenden kararmasını tembelliğine fırsat bilenlerin yazın o bahaneleri de gidiyor. Mamafih bahane bulmak isteyenin bahanesi bitmez çünkü bu sefer hava çok sıcaktır ya da hava geç karardığı için daha çok gezilecek yer vardır. Bir de tabi herkesin ağzındaki sakız, yaz ayları tatil aylarıdır.

Tatil, tembellik, işsizlik anlamlarına sahip olan ataletle aynı kökten gelir ve Osmanlıca sözlükte çalışmaya ara vermek, çalışmayı durdurmak olarak tanımlanmaktadır. İmajların beynimizi işgal ettiği günümüzde de tatil deyip gözünü kapatan çoğu insanın aklına deniz, kum, güneş gelmektedir. Hâlbuki tatil ne boşta ya da gece gündüz internette gezmek ne de deniz, kum, güneş peşinde dişe dokunur hiçbir şey yapmadan vakit öldürmek olarak ziyan edilecek bir zamandır. Değil mi ki günler uzuyor, insanlar şehirlerde azalıyor ve işler yavaşlıyor tam da çalışılacak, beden ve zihin teri dökülecek zaman geliyor demektir. Hem vakit çok, hem de trafik ve sorumluluk az ise yapılabilecek çok güzel işler için bereketli zamanlar mevcut demektir. Ancak mantık genelde şu tatilde çalışılmaz dinlenilir. Tatilden işleri bırakmayı; çalışmaktan nefret ede ede gittiği işyerlerinde ya da okullarda istemeden bir şeyler yapmayı; dinlenmekten de yan gelip yatmayı, sınırsız internet ve oyunu ya da avarece gezmeyi anlayan birisi için yazın gelmesi kendini köreltmesi, yetenek ve becerilerini öldürmesi, kışın kazandıklarını kaybetmesi ile sonuçlanacaktır. Bu nedenle her yaz kazanç bir yana kayıp olarak yarınları etkileyecektir. Dolayısıyla her şeyden önce tatilde çalışılmaz dinlenilir cümlesindeki her bir kelimeyi teker teker düzeltmek gerekiyor. Bunun için de kelime anlamlarından ziyade imajları değiştirmek lazım.

Mesela dinlenme kelimesinin bilince getirdiği resim yatıp uyuma, hareket etmeden oturma veya bir şeyler seyrederek uzanma olmamalıdır. Bu dinlenme değil bildiğimiz tembelliktir ve yapılması düşünülenler sadece beden yorgunluğuna karşı işe yarar şeylerdir. Halbuki dinlenme sadece bedenin ihtiyacı değil ruhun ve beynin de ihtiyacıdır. Ruh ve beyin de yatarak, uyuyarak, hiçbir şey yapmadan dinlenmezler. Bilakis beslenerek, besleyerek dinlenirler. Okuyarak, görerek, düşünerek, konuşarak, dinleyerek dinlenirler. Bu nedenle yazı değerlendirebilmek için ilk olarak dinlenmeyle alakalı aklımıza gelen imajları hareketsizlikten hareketliliğe, beden de ruh ve zihin dinlenmesine yöneltmek zorundayız.

Diğer bir kelime olan çalışmak kelimesi ise yine çok yanlış imajlar çağrıştıran bir kelimedir. Bir kere zihne gelen imajlardan hiçbirinde kişi keyifli değildir, neşeyle yapmaz, isteyerek gitmez. Halbuki çalışma insanın kendi kişilik ve özelliklerini birleştirip bu dünyada biricik bir adem olarak kendi eserlerini üretmesidir. Ürettiği her şeyde kendinden bir parça, yaşantısından bir iz vardır. Ürettiği her şey yaşıyor olduğuna delil olacaktır. Ürettiği her faydalı şeyden nefes alan, canı olan, duygusu ve düşüncesi olan birileri istifade edecektir. Bütün bunlarla kişi yaşamış olacaktır. Ottan böcekten, kediden köpekten farklı olacaktır. Ki bunlar da çalışmayı esasında oldukça keyifli, eğlenceli, neşe veren niteliklere büründürmektedir.

Son olarak tatil kelimesi üzerinde duralım ama bu sefer kelimenin çağrıştırdıklarını değil kelimeyi değiştirelim teklifim var. Çünkü gazetelerden televizyonlara, bilgisayardan billboardlara her yerde kendini gösteren tatil ve deniz kum güneş koşullanmasını bozmak oldukça zor olacak. Dolayısıyla gelin biz bu sene yaz tatil demeyelim de yaz tadili diyelim. Yaz ayları boyunca kendimizde eksik gördüğümüz özellikleri tamamlamaya, yanlış gördüğümüz davranışları düzeltmeye çalışalım. Kazanmak istediklerimiz alışkanlıkları kazanalım, öğrenmek istediğimiz bilgileri öğrenelim. Tanımamamızın eksiklik olduğu insanlarla tanışalım, görmesek olmayacak yerleri görelim. Yara almış ilişkilerimizi tamir edelim, kirlenmiş beynimizi temizleyelim. Kısacası hangi noktalarda kendimizi değiştirmemiz gerekiyorsa değiştirelim ve bu yaz bizde senelerce mutlulukla taşıyıp faydalanacağımız kalıcı izler bıraksın. Popüler yaz tatili yapmaya bizi zorlayanlar olursa da “yaz tadilinde” olduğumuzu söyleyelim.


Mehmet Dinç'ın Yazısı.