Hüseyin Erdoğan

Mitokondriler yani hücrelerin enerji santralleri vücudumuzdaki yegâne enerji bankalarıdır. Mitokondriler hücreden farklı olarak kendilerine has halkasal kalıtsal materyal bulundururlar. Bu yönleriyle hücre içerisinde ayrı bir hücre olarak da düşünülmüşlerdir.

Döllenme sonrasında oluşan zigottaki mitokondriler anneye aittir. Gelmiş geçmiş tüm medeniyetleri şöyle bir düşündüğümüzde nice heybetli hükümdarlar, askerler bu kişiler hep annelerinin mitokondrilerine sahiptiler. Aynı şekilde biz de!

“Acaba tek anneden gelmesinde bir hikmet var mıdır`” sorusu akla gelirse, bilim adamları işte bunu araştırdılar. Deneyde kullanılan farelerin birinde tek mitokondrial gen varken diğerinde iki kaynaktan alınan genler kullanıldı. Sonuç gösterdi ki iki farklı kaynağa sahip mitokonrial gen bulunduran farede enerji üretimi aksaması ve bazı davranışsal bozukluklar gözlendi. Fareler çeşitli testlerden geçirildi ancak çift mitokonrial genli fare hep sorun çıkardı.

Bu DNA’ların karışımı fizyolojik mekanizmasında birçok arızaya sebep oldu. Bu sorunlar birçok organda hasarlara neden olabiliyor. Mesela beyinde tezahür edebilecek kognitif (bilişsel) rahatsızlıklar sadece bir örnek. Bunun haricinde pankreas ve dalak gibi organlarda da oksidasyon kapasitesinde ( oksijenle enerji üretim kapasitesi) düşüş gözlenebiliyor.

Görülen o ki gerçekleşen bu olay biz dâhil birçok canlı üzerinde önemli etkilere sahip. Sonsuz kudret sahibi Allah (c.c) bizi bin bir türlü musibetlerden korurken ta biz ete bürünmeden önce zerre düzeyinde bile koruyup gözetiyor.

Kaynak: Mixing mitochondrial DNA bad for physiology, Eleanor McDermid 16.10.2012, News-Medical.com


Genç Bilim'ın Yazısı.