İmkanın olmadığı yer ve zamanda elden geleni yapıp mümkünâtın bulunamaması hâlinde kenara çekilmek meşru sayılabilecekken, imkanların varlığında asla ve asla kaçacak - göçecek, kenara çekilecek bir durumu olmuyor, olamıyor insanın.

ir eğitim öğretim sezonunu daha noktalarken, bu zamana kadar yaşamadığımız, alışık olmadığımız bir yaz atmosferine girmek üzere olduğumuz hissediliyor.

Okulların, tatil döneminde de bazı meşgalelerle hayatın içerisindeki devamlılığının sağlanması başta olmak üzere, eğitim sistemindeki Dörderli yeni düzenleme ve öğrencilerin, Kur’an kurslarına gitmek için daha önce önlerinde duran yaş probleminin ortadan kaldırılması, hatta Diyanet İşleri Başkanlığı’nın öğrencilere yönelik kelepir fiyatlı Umre organizasyonu birçok heyecanı da beraberinde getirdi.

Hiç kuşkusuz, üzerinde en çok konuşulan mevzuların başında, “Sekiz Yıllık Kesin Dinsiz Eğitim”in en acı darbesine maruz kalan İmam Hatip Okulları’nın yeniden toplumla buluşturulacağı oldu.

Çocuklarını, gerek İmam Hatip Okulları’nda, gerekse meslek liselerinde, üniversite sınavındaki adaletsizliği sebep göstererek okut(a)mayan aileler başta olmak üzere, bu olumsuzluğun faturasını çok ağır bir biçimde ödeyen toplumun önemli bir kesiminin de, bu faturanın bedelinden daha ağır olacağı kuşku götürmeyen imtihanı da başlamış oldu.

On yıldan fazla bir süre önce, bir Allah dostunun ağzından, “İnşallah güzel günler gelecek.” müjdesini duyduğu halde, bu işe pek de akıl sır erdiremeyen büyük bir çoğunluk olarak bizler, zulüm, adaletsizlik, haksızlık ve hukuksuzluğun bertaraf edilmesi adına, Cenab-ı Hakk’ın lütuflarıyla buluşup duruyoruz.

Böyle durumları yaşadıkça insanın, “-Yahu rahat olmadığımız dönemlerde ne kadar da rahatmışız. (!)” diyesi geliyor..

Zira imkanın olmadığı yer ve zamanda elden geleni yapıp mümkünâtın bulunamaması hâlinde kenara çekilmek meşru sayılabilecekken, imkanların varlığında asla ve asla kaçacak - göçecek, kenara çekilecek bir durumu olmuyor, olamıyor insanın.

En basitinden, söz gelimi bundan 10 yıl önce aramızdan ayrılmış bir Allah kulunun Huzurullah’ta ortaya konacak hesabı ile bu gün bu gerçeği yaşayabilecek herhangi birimizin masaya yatırılacak hesap-kitap durumu arasında muhtemelen en az defter-i kebir miktarı bir fark oluşacak.

Bu zorlu zamanlarda, kendi inandığını, bildiğini, değer verdiğini başkalarına aktarma gayretiyle toplumun inanç ve maneviyatı öğrenip yaşamasına vesile olan “Gönül Erleri”nin uzun zamandır hazırlığında oldukları bir sofra değil midir şimdi önümüze konan?

Hangi Sâlih’in, hangi Sâdık’ın, hangi nazlı kulun amelinin karşılığı, duasının icabetidir bu ahvâl?

Burada yine kazançlı olan, geçmişteki sıkıntılı ve zor zamanlarda, elini taşın altına koyup, risk dahi alarak Allah’ın dinini üstün tutmaya yönelik her türlü gayretini ortaya koyan fedâilerdir.

Bir çocuğa daha ulaşabilmek, bir gencin daha elinden tutabilmek, bir kadına, bir yaşlıya, bir yetişkine daha el uzatmak için gecesini gündüzüne katarak ömrünü bu yola vakfetmiş hizmet erleridir, kazançlı olan..

Binaenaleyh, “Allah nûrunu tamamlayacaktır.” kelâmı çok ciddi bir ağırlık kesbeder. Kul kendini ortaya koysa da, koymasa da, çalışsa da çalışmasa da, kendini parçalasa da parçalamasa da, o nûr, tamamlanacaktır.

Aslolan, bu esnada bizim hangi durum ve pozisyonda olduğumuz, zâten gerçekleşecek o ilâhî senaryoda ortaya konacak sahnelerin hangisinde filmi taşıyan kutlu figüranlardan biri olacağımızdır..

Velhâsıl, her yeni gün yeni bir imkan ve nimetle müşerref olduğumuz şu günlerde, yasal düzenlemelerin “ana” kısmındaki yetersizliğin farkında olarak, uzunca bir zamandır kavuşmayı murat ettiğimiz bu imkânlardan en üst düzeyde istifade edebilmek için özellikle bu yaz mevsimini çok çalışarak değerlendirmek, ağırlığınca altın değerinde önem arz ediyor.

Bu bağlamda, Genç Dergi’miz ve Genç Gönüllüler’in muhaberat ortamı Genç Haber mail grubunda yakın geçmişteki çok önemli iki paylaşımı buradan kıymetli okuyucularımıza arz etmek isterim:

TBMM’nin internet sitesinde yer alan ve Yeni Anayasa hakkındaki görüş bildirmemize imkan tanıyan butona tıklayıp, bu güne kadar sıkıntısını çektiğimiz ve olmasını arzuladığımız yasal durum ve düzenlemeler hakkında düşüncelerimizi muhakkak yazmalıyız.

Bir başka husus ise, yeni düzenlemeyle tekrar açılacak olan İmam Hatip Liselerinin orta kısımları, şehirlerde muhtelif okullar, İHL orta kısım olarak dönüştürülerek de hizmete sunulacak.

Bu bakımdan bu sene 4, 5, 6 ve 7’nci sınıfı okuyan ve İmam Hatip orta kısımda eğitimine devam etmesi arzulanan öğrenciler için Milli Eğitim Müdürlükleri’ne dilekçe verilmesi, hem yeni İmam Hatip Okullarının açılmasını kolaylaştıracak, hem de öğrencilerin uzak mesafede İmam Hatip Okulları’nda okuma zahmet ve zorluğunun önüne geçilmiş olacak.

Zamanı iyi kullanmamak, her zaman pahalıya mâl olmuştur.


Halit Yasir Özoğul'ın Yazısı.