Son Pelikan
Pelikan, 1932 yılında yapılmış ve son kalan iki tekneden biri. Ne kadar yaşlansa da ada sakinlerinin gıda ve temizlik ihtiyaçlarını karşılamaya devam ediyor. Yanından geçen lüks tekneler ve Bostancı’da yükselen gökdelenlere inat.
Pelikanla ilk karşılaşmamız Kınalıada da oldu. Kaptan demirlemişti onu ve Kınalıada için getirdiği gıda maddelerini çalışanlar el arabalarına yükleyerek bakkallara götürüyorlardı.
Dikkatimi çekti ve kaptanın yanına giderek yapılan iş hakkında sohbet ettik. Kaptan anlatmaya başladı. On beş senedir bu işi yapıyormuş. Ada sakinleri uzaktan Pelikanı gördüklerinde yüzlerinde bir gülümseme oluyor. Pelikan 1932’den beri adalara gıda ve temizlik malzemeleri taşıyor. Yorucu bir iş. Fabrikalardan malzemeler Maltepe’de bulanan depomuza geliyor. Oradan kamyonetlerle sahile getiriliyor ve malzemeleri teknemize indiriyoruz. Malzemeler bir çok aşamadan geçerek adalara ulaşıyor. Bazı malzemeler de dalgalardan nasibini alıyor. Biz de maddi olarak zarara girmiş oluyoruz. Oradan bir ses geldi “tamam kaptan iş bitti Burgaz’a geçebiliriz”. Kaptan bize baktı ve “isterseniz bizimle Burgaz adasına gelebilirsiniz hem şimdi orası Kınalıada’dan daha kalabalıktır”. İçimizden bu fırsat kaçmaz dedik ve hemen kabul ettik.
Pelikan’la yolculuğumuz bu vesile ile başlamış oldu. Kendimi çok şanslı hissediyordum. Çünkü biliyordum yıllar sonra bu tekne de tarih sahnesinden gitmiş olacak, bu eski taşıma yöntemleri de... Ben ise gemiye dair son tarih sahnesinin fotoğraflarını çekecektim.
Kısa bir süre içerisinde Pelikan büyük bir heybetle kalktı ve Burgaz adasına doğru yol almaya başladı. Hiç şikâyet etmeden, tökezlemeden yıllardır bu yükü taşıyor ve aynı güzergahta yol alıyor. Taşınan yükün markaları artık Aymar yağ, Yayla margarin, Oba makarna, Vim temizlik deterjanı, Billur tuz, Turbo, Tipitip, Mino sakız, Lezzo içecek tozu, Yumiyum şeker, cino çikolata olmasa da o yoluna devam ediyor. Gün gelip markalar gibi kendisinin de değişeceğini bilmeden.
Kaptan tekrar konuşmaya başlıyor. “Pelikan artık bu işi yapamayacak, bir iki sene içerisinde bu taşıma sistemi değişecek. Yerine daha modern denilen bir sistem gelecek”. Modern derken, Yüzünde birazcık hüzünlü bir tebessümle “Tahta, ahşap tekne yerine demir, saçtan oluşan büyük tekneler.”
Alpaslan Öngel'ın Yazısı.