Sevde Öztürk

Bu zamana kadar yenmesi sakıncalı dedik, midye dedik geçtik. Meğer bu midyenin başka marifetleri de varmış.

Moleküler Biyoloji Uzmanı Berna Şentürk ve Ebuzer Kalyoncu yaptıkları araştırmalarla midyenin yapıştırıcılık yönüne dikkat çektiler.

Denizde bulunan midyeler, sürekli dalgalarda yüzmeleri sebebiyle kabukları içinde kalabilmek için çok güçlü sıvılar salgılamakta ve bu sıvılar da doğal yapıştırıcılık özelliği göstermekte. Normal şartlarda 1 gram yapışkan proteini için on bin midyeye ihtiyaç varken, projelerinde midyelerin yapışkan protein DNA’larını Yrd. Doç. Dr. Turgay Tekinay`ın da desteğiyle yapay ortamda üreten Şentürk ve Kalyoncu, çalışmalarına bakteriler üzerinden kopyalama yöntemiyle devam ederek midyeleri harcamadan, daha hızlı ve daha düşük bir maliyetle sadece yapışkan proteinini üretmeyi başardılar. Bu yapışkan ile cam, metal, plastik, ahşap, teflon gibi çeşitli maddeler yüzeylerle yapışmanın ötesinde güçlü bağlar kurabildiği için ortaya çok güçlü bir birleşim çıkıyor. Yani bir midyenin DNA’sının bir bölümündeki sırra ulaşıyorsunuz. Ardından her türlü ortamda her türlü malzeme için kullanabileceğiniz doğal bir yapıştırıcıya kavuşuyorsunuz.

Artık midyeye midye deyip geçmiyoruz.

‘’… Ey Rabbimiz! Bunu boş yere yaratmadın. Seni tenzih ederiz, bizi ateş azabından koru. ‘’ (Al-i İmran 191)


Genç Bilim'ın Yazısı.