Fatma Betül DİNÇASLAN

Kemik iliğinde bekleşen, zamanı geldiğinde ise göreve gitme konusunda an dahi tereddüt etmeyen, farklılılaşma konusunda uzman yani farklı hücre tiplerine dönüşme yeteneği konusunda hazır birtakım hücrelerimiz var; kök hücreler! Yükseklere çıkıldıkça oksijen ihtiyacındaki artışa bağlı olarak gerçekleşen kırmızı kan hücresi artışında rol almak gibi görevler dahil birçok görev için yerinde -zamanında- uygun bir şekilde farklılaşmak için bekletiliyorlar.

Dönüşüm sürecinin doğru zamanda gerçekleşmesi adına müthiş mekanizmalar mucizevi şekilde vücudumuza konmuş. Öncelikle bilinmeyen birtakım bağışıklılık hücrelerinin bu görevi yaptığı bulundu; peki ama nasıl` Kanı şekillendiren kök hücreleri çevreleyen,besleyen başka başka hücreler var. Bunları toplumun para kazanan kesimine benzetebiliriz; kök hücreler ise çocuklar ve gençlik. Gelecek gençlikle geleceği için aklı başında olan herkes sahip çıkmaya çalışıyor ki kök hücreler de hücrelerin gelecek teminatı.Ama hücrelerimiz tek tip hücrelerle sahip çıkmıyor; işte tam bu noktada bilim insanları Makrofaj (vücudumuzun savunmasında yer alan özelleşmiş hücreler) soyundan gelen ve az sıklıkta olup kök hücreleri kanatları altına alıp gereksiz yere farklılaşmaktan alıkoyan diğer hücre tiplerini keşfetmişler.

Bu yeni keşfedilen makrofajlar kök hücredeki bazı enzimler yoluyla farklılaşmayı geciktiriyor ve kök hücrenin genç profilini muhafaza etmesine yardımcı oluyor. Ayrıca, bu enzimler ilk bahsi geçen başka başka hücrelerle komşuluk içerisinde yürüttüğü faaliyetlerinde rötarını sağlayan reseptör artışında rol alıyor. Bu faaliyetler ile kemoterapiyi ayakta tutan bölünemeyen kök hücrelere yardımcı olunabilir. Bu makrofaj türleri, diğer soydaşları patojen (hastalık etkeni) ile savaşırken artışa geçip fazla mesai yaparak kök hücreleri değişime zorlayan duruma karşı onları sigorta altına alıyor. Bu mekanizmaların tamamiyle anlaşılması ise özellikle göbek kordonu kanı olmak üzere kök hücre naklinde devrime yol açabilecek gelişmelere ön ayak olabilir.

Bunların hepsinin tesadüfi bir yolla olma ihtimali , bir Hakim-i ZülCelal’in hakimiyeti altında gerçekleşme ihtimalinin yanında değil devede pire, okyanusta damla, kürede zerre ; mahlukatta ‘hiç’ olarak kalıyor.Ve Yüce Rabbimiz an be an ölümü bizlere yaşatırken, an be an da yeniden dirilişi gerçekleştiriyor; belki kök hücrelerle ve bir zaman ruh ve beden ile!

KAYNAK: Lab Spaces, Stem Cell Bodyguards, 23.10.2012


Genç Bilim'ın Yazısı.