Bayramı Nasıl Geçirdiniz?
Mehmet Sadık
Hayvan pazarları, kurban etleri, akraba ziyaretleri ve çocuklarda bayram coşkusu derken bir Kurban Bayramını daha geride bıraktık. Allah kestiğimiz kurbanları ve ibadetlerimizi kabul eylesin. Geride bıraktığımız bu bayram sanki geçmiş bayramlara göre biraz daha farklıydı. Ya da bende başka tesirleri oldu. Müsaadenizle yaptığım gözlemleri sizlerle paylaşmak istiyorum.
Bayramda `Paylaştık`
Son yıllarda azaldığını düşündüğüm bayramları gerçek mânâda bayram eden paylaşma ve yardımlaşmanın bu bayram daha yerinde olduğunu gördüm. Yani etrafımda sürekli yardım eden, paylaşmak için mücadele veren insanlar vardı. Gönüllü kardeşlerimiz, yardım kuruluşları bayramı doyasıya yaşamak adına yoksullara ve muhtaçlara ulaştı. Muzdariplerin yüzü güldü. Tabi bu faaliyetlerde güdülen ‘Hakkın rızası’ manevi bir doyuma da sebep oldu. Rabbim bu doyumdan herkesi nasiplendirsin. Velhasıl bu bayram sanki medyanın ‘insanlık bitiyor’ şişirmelerine ve ağızlara sakız olan ‘nerede o eski bayramlar?’ sözüne bir cevap oldu.
Gittikçe Biliçleniyoruz
Artan şehirleşmenin beraberinde getirdiği yeşil alan azlığı, her sene olduğu gibi bu seneyi de etkiledi. Yani özellikle şehirlerde belediyelerin koyduğu ‘sokakta kurban kesme yasağına’ gene uymayan vatandaşlarımız oldu. Bu da beraberinde sokaklarda kötü görüntüleri ve kaçan kurbanlıkları getirdi. Fakat yıllardır kaçan kurbanların etkisiyle bu bayram halkımız biraz daha bilinçliydi. Yoğunluk kurban kesim alanlarındaydı.
Her bayramda olduğu gibi bu bayramda hayvan hakları dernekleri ve halkımızdaki ‘entel vejetaryen’ kesimin: ‘Kurban kesmek yasaklansın! Kurban bir vahşettir! Sloganları da eksik olmadı. Bunlara ilaveten Twitter ve Facebook’da oluşan gündemleri konuşmaya hiç gerek yok…
Bayramdan Beklentilerimiz
Dikkatimi çeken bir diğer mesele de bayramdan beklentilerimiz oldu. Yetişkinler durumları varsa Kurban ibadeti için hazırlıktaydı. Fakat daha araştırıcı daha bilinçli bir şekilde gezdiler hayvan pazarlarını. Buna etki eden ise özellikle belediyelerin pazarlara getirmiş olduğu yenilikler ve hayvan fiyatlarındaki fahşiyatı engelleyici düzenlemeler oldu. Yaşlılarımız ise geçmişe oranla sanki daha fazla hatırlandı. Her sene bayramı köylerinde geçirenlerin dönüşleri sebebiyle oluşan trafiğin bu sene daha yoğun olması bunun göstergesidir.
Aileyle Birlikte Geçen Bayramlar
İnsanımız bayramı ailesiyle geçiriyor. Bu, son zamanlarda dünyanın en büyük sorunlarından olan pamuk ipliğine dönen aile bağlarını kurtarmak için çok önemli bir davranış. Ama bayram gittikçe ailesel bir etkinliğe dönüşüyor. Bu durum gelenekselleştiği takdirde yanlış sonuçlar doğurabilir. Mesela bayram deyince aklımıza tamamen ailesel bir toplantı gelmemeli. Yani bayramları sadece büyüklerimizi hoşnut etmek ve sıla-i rahimde bulunmakla geçirmekten ibaret zannetmemeliyiz. Çünkü bayramlar iman kardeşliğinin göstergesi olmalıdır. Yaşanan bayram sevincine tüm kardeşlerimizi ortak etmeliyiz.
Bayram, eğitim ve iş için gurbette olan evlatları da baba ocağına kavuşturdu. Böylece bayramın coşkusuna hasreti dindirme çabaları da eklenmiş oldu. Ana-babaların yüzü güldü.
Fakat bunların yanında anasını, babasını, kardeşini, sevdiğini toprağa veren; hakkın rahmetine kavuşan yakınlarını yâd edenler de vardı. Mezarlıklar ziyaretlerle doldu taştı. Bu mânâda bayram bizlere ölümün ne kadar yakınımızda olduğunu da hatırlatmış oldu.
Bayramda Gündem Yoğundu
Âcizane gözlemlerim bunlarla sınırlı değil tabi. Bayramın hemen ardından gelen ’29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’ ve bununla beraber oluşan kutlama krizlerine de birkaç söz söylemek isterdim. Fakat provokasyonun ve bölücülüğün etkisine sokulmaya çalışılan böyle günler hakkında burada konuşmaya gerek duymuyorum. Ne diyelim, Rabbim bizleri nice bayramlara kavuştursun!
GENÇ'ın Yazısı.