İkinci sayımızda yeniden buluştuk. İlk sayımızı tebrik için telefon, mektup, faks ya da e-posta yoluyla bize ulaşan bütün dostlarımıza teşekkür ediyoruz.

Laf aramızda başarı dileklerine ve desteklerine gerçekten ihtiyacımız olacak, çünkü zor bir işe giriştiğimizin farkındayız. Alan dergisi olmak, genç yüreklere ulaşmak ve hayatın en deli dolu döneminin gündemini yakalayacak bir muhteva oluşturmak kolay değil. Hele bunu devam ettirmek... Bu daha da zor. Ama her zorlukla bir, belki daha fazla kolaylık olduğunu biliyoruz. Bu yüzden bulunduğumuz hiçbir yeri yeterli görmeyeceğiz. Her sayıda daha güzelleşmek, daha gençleşmek ve daha çok gence ulaşmak yolunda gayretimiz artacak.

Niye yapıyoruz ki bunu? Gayet açık: Bizim ebedi gençliği bulmak gibi bir derdimiz var. Başarı ölçümüz de belli: Bu derdi yazımıza, çizgimize, sözümüze, hatta tasarımımıza nakşedebildiğimiz ölçüde başarılıyız. Çağrımız o zaman muhatap da bulacak, yankı da... Satırlara bezeyip salıverdiğimiz heyecanımız olsun yeter ki, o dalga dalga yayılacak, gidecek ulaştığı yürekte bahar çiçeklerinin açmasını sağlayacak. O yüzden bakmayın başkasına takıldığımıza... Bizim esas derdimiz kendimizle.

Kendimizi adam etmenin derdini kuşanabilirsek biliyoruz ki yüreğimiz tüm mazlumların derdini kuşanacak kadar genişleyecek. Adını, sanını bilmediğimiz yerlerden bile sesimize ses gelecek. Aynı şarkının, aynı nağmenin titrettiği sesler bunlar diyeceğiz kendi kendimize... "İşte bu bizim gibi" diyeceğiz. "İşte biz bunun gibiyiz" diyeceğiz. "İşte bu biziz" diyeceğiz. O zaman şükür zamanıdır. Açıp ellerimizi şükredeceğiz ve yeni yollar talep edeceğiz, yine aşkla, yine şevkle ve yine heyecanla düşebilelim bu yollara diye...

* * *

Anadolu seyahatlerimiz başlıyor. Her il ve ilçede okuyucularımızla buluşmak istiyoruz. Yaptığımız iş zor ya, yük ağır ya... Muradımız bunu sizinle paylaşmak. Temsilcilere, muhabirlere, ama en önemlisi de okuyuculara ihtiyacımız var. Biz aramaya çıkıyoruz. Görünür olmaya varsanız, bulunmaya niyetliyseniz, buluşmak, görüşmek, halleşmek isteriz. Nasıl daha iyi bir dergi çıkarabiliriz, nasıl genç kalabiliriz, çıktığımız yolda daha başka neler yapabiliriz? Bunları sizinle konuşsak iyi olmaz mı? Şüphesiz iyi olur. Siz katılsanız, sizin için de iyi olur; çünkü ilkler hep önemlidir. Sonradan katılanlar? O da makbuldür de yol tenha iken, yolcular azken, yolun başındayken katılana ayrı bir vefa, ayrı bir ikram haktır.

Bize sürekli yazsanız diyorum... Arasanız, e-posta atsanız, mektup gönderseniz, faks çekseniz... Ses verseniz yani... Buradayım deseniz... Bazen orada öyle duruyor olduğunuzu bilmemiz bile çok şeydir.

Gelecek sayıda buluşmak ümidiyle...

Allah`a emanet olunuz.


Mehmet Lütfi Arslan'ın Yazısı.