Biz Dünyaya Namaz Kılmaya Geldik!
Namazımız, bizim en önemli işimizdir. Biz dünyaya namaz kılalım diye geldik. O yüzden işlerimizin arasında namazlarımızı kılmayız biz, namazlarımızın arasında işlerimizi yaparız. Namaz hayatımızın merkezidir. Şu dünya hayatında yapabileceğimiz en önemli işi namazımızı zamanında ve kıvamında kılmaktır. Biz namazımızın biçimlendirdiği bir hayat tarzının çocuklarıyız. Bizi, durduğumuz yeri, sırrımızı, kabuğumuzu, özümüzü, neyimiz varsa onu hakiki kılan, bizi biz kılan, namazımızdır. Biz namazımız kadar varız. Biz namazımızla varız.
Ne olman gerektiğini ya da şu kısacık dünya hayatında ne yapman gerektiğini düşündüğün olmuştur. Çok zaman kafa karışıklığından muzdarip bu soruları rafa kaldırdığın da… Öyledir; can sıkıcıdır bu sorular. Yapacak o kadar çok şey, tutulacak sayısız yol, sınırlı bir zaman ve nereye gideceğini bir türlü kestirememiş bir deli yürek… Düşünmemek, kafaya takmamak en iyisi değil mi? Hem bu işi senin adına senden daha çok kafaya takanlar da cabası. O zaman bırak iş olacağına varsın, dert etmeye ne gerek, öyle mi? Öyleyse sana çok net, açık ve kesin çözümlü bir teklifim var. Sana ne yapman gerektiğini, nasıl bir yol tutman gerektiğini söyleyeceğim. Aslında bunu sen ve senin gibilerle oturup özelde konuşmadan nasıl yapabileceğim biraz kafa karıştırıcı ama ben teklifime güveniyorum. Hatta şöyle bir iddiam bile var. Teklifimi kabul edip, buna göre bir yol tutturanların istediklerine kavuşmama gibi bir riskleri yok. Anlayacağın teklifim garantili… Var mısın? O halde, dinle…
Namaz Hayatımızın Merkezidir
Namazı hayatının en önemli işi haline getireceksin. Bütün dertlerini bir tarafa itecek, namazı gündeminin başköşesine yerleştireceksin. Sürekli abdestli dolaşmaya çalışacak, namazını –yapabiliyorsan cemaatle- vaktinde kılacak ve sonra diğer vaktin namazını beklerken işlerine devam edeceksin. Çünkü kardeşim Allah bizi dünyaya namaz kılalım diye gönderdi. Biz dünyaya namaz kılalım diye geldik. O yüzden işlerimizin arasında namazlarımızı kılmayız biz, namazlarımızın arasında işlerimizi yaparız. Namaz hayatımızın merkezidir. Şu dünya hayatında yapabileceğimiz en önemli işi namazımızı zamanında ve kıvamında kılmaktır. Bunu hayatının en önemli işi haline getirip, namaz eksenli ve namaz markalı bir hayata sahip olduğun takdirde ne olman gerektiği ya da şu kısacık dünya hayatında ne yapman gerektiği noktasında artık kafa karışıklığı yaşamazsın, çünkü namaz dertlisi olmak seni farklı birisi yapar. Namaz kılmaya devam ettiğin müddetçe ahlakında, hareketlerinde ve hayatında değişiklikler olur. Bunu sen de fark edeceksin, etrafındakiler de… Namaz hayatının ana rengini vermeye başladığı zaman seni öyle işlere sevk edecek ki şaşıracaksın. Kabiliyetlerin ortaya çıkacak. Niye geldiğine dair sadece sana has o özel cevabı bulacaksın. Hangi suyun sakası olduğunu görecek, kendini tanıyacaksın. Çünkü namaz seni zamanla değiştirecek, dönüştürecek. Seni Müslümanlıktan Müminliğe oradan da Muhsinliğe terfi ettirecek. Yaratanı görüyormuş gibi bir hayat yaşamaya başlayacaksın. Sen O’nu görmesen de O seni zaten görüyor, bunu bilmekle kalmayacak, bu bilgiye ereceksin.
Namaz Sana Ne Yapacağını Fısıldayacak
Sonra namaz sana bambaşka bir âlemin kapısını açacak. Bir yolculuk başlatacak. İlk durağından son durağına kadar ancak kendisini kaliteli hale getirmekle aşabileceğin menziller gösterecek. O menzillerin her birisinde ayrı zevkler, neşeler ve lezzetler tadacaksın. Bir menzilde kıyam sevgilin olacak, bir menzilde rükû, bir menzilde kade, bir menzilde ise secde… Sonuçta namaz kendisi ile yürüdüğün, kendisine yürüdüğün ve kendisinden âleme yürüdüğün bir dostun olacak. Ondan hiç ayrılmak istemeyeceksin, o da en çok ihtiyacın olduğun zamanlarda hemen yanı başında olacak ve sana ummadığın kadar yardım edecek.
Sen namazı düzgün ve doğru kılıyordun ya gün gelecek namaz seni kılacak. Hayatın namaz olacak. O’ndan başka kimseye eğilmeyeceğin bir vakara ve O’ndan başka kimseye temennada bulunmayacağın bir duruşa kavuşacaksın. Namaz seni süsleriyle bezeyecek; duruşuyla karakter sahibi kılacak, rükûsuyla mütevazı edecek, kadesiyle hikmete erdirecek ve secdesiyle Yaratan’a yaklaştıracak.
Namaz kıldıkça alnına secde izi yerleşecek. Zamaneler pahalı markalarla farklılık dilenirken sen secdenle, namazınla marka olacaksın. Yüzün ağaracak. Yüzünde secde izi ışıldayacak. Allah’a kulluğun ve O’na yakın olmanın nişanesini görmeyi bilen gözler görecek, çünkü bu senin remzin olacak. Ellerin, kolların, ayakların ve bütün uzuvların abdest ve namaz nuruyla parlayacak. Bu nur seni herkesin arasında görünür ve belirgin kılacak; seçileceksin. Namaz içindeki cevheri ortaya çıkaracak ve seni sen kılacak. Namaz kimsenin bir şey söylemeye yanaşmadığı şu karmaşık dünyada sana neyi yapman ve hangi yolu tutman gerektiğini fısıldayacak.
Namazın Varsa Varsın, Namazın Yoksa Neye Yararsın?
Başlangıçta belki zorluk çekebilirsin. En az kırk gün sabretmen gerektiğini unutma. Kendine namaz kılman gerektiğini sürekli telkin ederek sabır ve azim göster. Namaz, nefse en ağır gelen ibadetlerin başında gelir. İçindeki karanlık yan sana namaz kıldırmamak için elinden geleni ardına koymaz. O akılsıza şunu söyleyebilirsin: “Namaz kılmadığım müddetçe yaptığım iş ne olursa olsun bir değeri yok… Namaz kılmıyorsam bir hiçim, namaz kılmıyorsam bir kıymetim yok! Namazım varsa her şeyim var, namazım yoksa neyim var?” Gerçekten namaz kılmadığın müddetçe yazdığının, çizdiğinin, okuduğunun, alıp sattığının bir kıymeti yok. Nasıl olabilir ki? Sana hayatının temel gayesini anlatmaktan aciz kalan hangi işin bir faydası olabilir ki? Namaz bizim markamızdır. Farkımız namazdır. Namazsızın, İslam dairesi dışındakinden farkı yoktur. Ashab-ı Kiram namaz hariç hiçbir amelin terkini küfür görmezlerdi.
Namaz hayatının ana rengini vermeye başladığı zaman seni öyle işlere sevk edecek ki şaşıracaksın. Kabiliyetlerin ortaya çıkacak. Niye geldiğine dair sadece sana has o özel cevabı bulacaksın.
Abdest: Namaza Giriş Koridoru
Namaz abdestle başlar. Abdest ise sadece belli azaları yıkamak demek değildir. Abdest namaza giriş koridorudur. Huzura çıkma alıştırması, huzura layık olma hazırlığıdır. Huzurda ne söyleyeceğine, nasıl duracağına abdestinle hazırlanırsın. Huzurdaki huzurunu, abdestinin kalitesi belirler. Namazın huzursuzsa abdestin kalitesiz demektir.
Abdest bizim flamamız, işaret fişeğimizdir. Biz abdestle arınır, abdestle tanınırız. Abdest değdiği her uzvu nur kılar. Su temizler, suyun temizlediği yer hamdle, besmele ile İslam olur. İslam olan nur olur. Nur olan, derunundaki sırra erişir. Sırra erişen fena bulur. Fena bulan O’na kul olur. O’na kul olan hiçbir faniye kul olmaz artık; sultan olur, felah bulur, kurtulur.
Namaz abdestle başlar. Abdest huzura çıkma temizliğidir. Arınmaktır. Arınmak ise rastgele olmaz. Abdest, itina ister, titizlik ister. Huzura çıkacaksın, arındıracak, aklaştıracak, huzura layık kılacak bir abdest alacaksın.
Önce huzura layık bir abdeste niyet edecek, besmele çekeceksin. Zihnini toparlayacak, suyun değdiği her yere hem zihnini, hem gönlünü yoğunlaştıracaksın. Bize böyle bir temizlik fırsatı veren ve bunun için de suyu var eden Rabbimize hamd edeceksin.
Âzâların Nur Olacak
Ellerini yıkayacaksın; akıp giden su ile ellerinle işlediğin her türlü günah kiri gidecek, bunu göreceksin. Göremediysen hissedeceksin; içine bir ferahlık dolacak. Ellerin temizlendi; ellerin hafifleyecek, ellerin nur olacak.
Ağzını yıkayacaksın; akıp giden su ile ağzınla işlediğin, söylediğin her türlü günah kiri gidecek, bunu göreceksin. Göremediysen hissedeceksin; içine bir ferahlık dolacak. Ağzın temizlendi, artık Kevser’e layıksın, oranın nurdan suyu ile sulanacak, bir kez de o sudan tattı mı ebediyen susamayacaksın.
Burnunu yıkayacaksın; akıp giden su ile teneffüs ettiğin her türlü kötü kokunun kiri gidecek, bunu göreceksin. Göremediysen hissedeceksin, içine bir ferahlık dolacak. Ağzın temizlendi, artık Firdevs’e layıksın, oranın mis kokusu ile nefeslenecek, artık başka kokulara iltifat etmeyeceksin.
Yüzünü yıkayacaksın; akıp giden su ile yüzünle, gözünle işlediğin her türlü günah kiri gidecek, bunu göreceksin. Göremediysen hissedeceksin, içine bir ferahlık dolacak. Yüzüne nur gelecek; yüzün, gözün temizlendi, artık beyazlığı hiç gitmeyecek, hiç kararmayacak bir kıvama ereceksin.
Kollarını yıkayacaksın; akıp giden su ile kollarınla işlediğin her türlü günah kiri gidecek, bunu göreceksin. Göremediysen hissedeceksin; içine bir ferahlık dolacak. Sağ kolun temizlendi; artık kitabını sağından almaya layıksın. Sol kolun temizlendi, artık soldan gelir diye korktuğun gelmeyecek.
Abdestlisin, Huzura Varabilirsin
Başını mesh edecek, kulaklarına ve boynuna suyu eriştireceksin; akıp giden su ile başın ve kulaklarınla işlediğin her türlü günah kiri gidecek, bunu göreceksin. Göremediysen hissedeceksin, içine bir ferahlık dolacak. Başın temizlendi, başına rahmet ve bereket yağacak. Kulağın temizlendi, çirkin ve fenalığı işitmeyecek, sözün hep güzelini duyacaksın. Boynun temizlendi, sadece Rabbe boyun eğecek kıvama geldi, böylece ateşin boyunduruğuna girmekten kurtulacaksın.
Ayaklarını yıkayacaksın; akıp giden su ile ayaklarınla işlediğin, yaptığın her türlü günah kiri gidecek, bunu göreceksin. Göremediysen hissedeceksin, içine bir ferahlık dolacak. Ayakların temizlendi, artık Sırat’ta sabit durabilirsin, böylece yaptığın, ettiğin, işlediğin şükredilecek bir alışverişe dönüşebilir. Abdest aldın, dön kıbleye, bir şahadet getir, artık hazırsın; huzura çıkabilir, namaza başlayabilirsin.
Her Namaz Son Namaz Gibi…
Evet, namaza başlayabilirsin. Ama bu namaz son namazın olabilir. Olmasa bile bu namaz son namaz hassasiyeti ile kılınan bir namaz olmalı. Sabaha karşı idam edilecek bir mahkûm olduğunu düşün… Seccadeni son kez seriyorsun. Biraz önce son abdestini aldın. Ellerini son kez yıkadın. Yüzün, kolların, başın ve ayakların son kez su ile buluştu. Yüreğinde hafiften bir çarpıntı var. Huzura çıkıyorsun. Bu son fırsatın. Sur üfürülene kadar böyle bir fırsat eline geçmeyecek. Ne kadar kıymetli şu dakikalar… O kadar ki sonsuzu satın alabilir.
“Allahü Ekber” derken elinin tersi ile arkana atman gerekenleri attın. Ne kadar da kolay oldu? Nasılsa daha görüşmeyeceksin kimse ile. Namazını bozmak için işbirliği yapan düşmanların da gözükmüyor ortalıkta. Değil mi ki bu son namazın, onların işini kolaylaştıracak bir gedik yok dimağında. Yolculuk başladı. Seyir halindesin.
Kıyam. Bir sütun kadar hareketsizsin. Seccaden de, üstünde durduğun zemin de sanki varlığını hissetmiyor. Hafif sesle okumaya başlıyorsun. Kulakların da işitiyor ağzından dökülenleri. Gözlerin secde yerinde. Her bir harfin hakkını veriyorsun. Hiç acelen yok. Dudaklarında kelimeler, zihninde anlamlar, gönlünde ilhamlar, bedeninde bir haşyet… Kıyamın uzadıkça uzuyor.
“Namaz kılmadığım müddetçe yaptığım iş ne olursa olsun bir değeri yok… Namaz kılmıyorsam bir hiçim, namaz kılmıyorsam bir kıymetim yok! Namazım varsa her şeyim var, namazım yoksa neyim var?”
“Allah Tektir, Teki Sever”
Rükûya eğiliyorsun. Ellerin dizlerinde; kolların ve belin doksan derecelik bir açı ile eğilmiş. Gözlerin ayaklarının arasında. En Yüce olanı tespih ediyorsun. En az üç kere. Ama sana yetmiyor. Artırdıkça artırıyorsun. Zihninde o hadis: “Allah tektir, teki sever.” Rakamı teke getirip doğruluyorsun.
Azaların bir an hareketsiz kalıyor. Hamd zamanı şimdi. Bu hamd işitilen, mukabele edilen bir hamd. “Rabbim hamd sanadır” derken salınmış ellerin gayr-ı ihtiyârî duaya açılır gibi hareketleniyor. Sadrında bir hareketlilik mi başladı? Hadi, şimdi secde zamanıdır.
Secdeye vardın. Alnın yerde. Ellerin kıbleye bakacak şekilde yüz hizanda. Parmakların bitişik. Ayak parmakların yerde, sanki onlar da kıbleye doğru kıvrılmış. Topukların yan yana. Şu halinin yakınlığın zirvesi olduğu geliyor hatırına. Haşyetin bir kat daha artıyor. Kimin önünde yere kapandığını bir kez daha düşünüyorsun. İşte nefsin de secdede şimdi. En büyük ve kudretli olanı tespih ediyorsun. En az üç kere. Ama sana yetmiyor. Artırdıkça artırıyorsun. Zihninde o hadis: “Allah tektir, teki sever.” Rakamı teke getirip doğruluyorsun.
Azaların hareketsiz kalacak kadar bir oturuş ve ardından yine secde… Secde ettikçe güzelleşiyorsun. Alnına o günün damgası vuruluyor. Secde izinden nasibin nakşediliyor simana. Secde parlatıyor yüzünü.
Selam da O’dur, Selamet de O’ndandır
Tekrar kıyama kalkıyorsun. Okuyorsun. Kelimeler dudağına değdikçe dudağın hayat buluyor. Anlamlar zihnine yağdıkça zihnin bereket buluyor. İlhamlar kalbine aktıkça kalbin feyizle doluyor. Her okunduğunda yeniden hayat veren bu kelimelerdeki sır nedir? Her seferinde yeni duyuyormuş gibi neler söylemektedir?
Rükû ve secdelerin uzuyor yine. Her eğilmede içinde bir yerler doğruluyor. Her kapanmada içinde bir yerler açılıyor. Öyle ki artık kâdeye hazır hale geliyorsun. Kâde yani oturma buluşup halleşme kıvamına erdiğin yerdir. Orada önce Rabbine sonra Peygamberine selam veriyorsun. Bu dünya hayatındaki yegâne örneğine dua ediyor, salâvat getiriyorsun.
Ne ki başladı, bitecek. Namaz da öyle. Selam verip, çıkıyorsun namazdan; melekler alıyor selamını. Aslında biliyorsun ki selam da O’dur, selamla gelen ferahlık da O’ndandır.
Namazın bitti; son namazındı bu, hatırladın mı? Değil miymiş? Selamı verip hayata dalacaksın belki, tamam. Ama bir idam mahkûmundan farkın yok, sakın unutma! Çünkü kimsenin bir sonraki namaza erişebileceğinin garantisi yok.
Namaz Bizim Farkımızdır
Sana ne yapman gerektiğini, nasıl bir yol tutman gerektiğini söyledim. Dedim ki namaz kılmalıyız. Namazı hayatımızın mihveri haline getirmeliyiz. Hayatlarımız namazla bölünmeli. Namaz bizim farkımızdır. Biz namazla hayat bulur, hayatımızı namazla kurarız; tarzımızı, tavrımızı, yolumuzu, dahası dostumuzu, düşmanımızı namazla buluruz.
Can kardeşim, biz dünyaya namaz kılmak için geldik. Biz namazımızın biçimlendirdiği bir hayat tarzının çocuklarıyız. Bizi, durduğumuz yeri, sırrımızı, kabuğumuzu, özümüzü, neyimiz varsa onu hakiki kılan, bizi biz kılan, namazımızdır. Biz namazımız kadar varız. Biz namazımızla varız. Bizi tanımak isteyenlere söyleyeceğimiz sözümüz bellidir: Biz namaz kılanlarız. Ezan okunur, bizim ayarımız kaçar, yerimizde duramaz hale geliriz. Üzerimizde bir vakit namazı borcu düşmüştür. İçinde bulunduğumuz vakitte onu kıldık mı, diğer vaktin ezanı okunana kadar en önemli vazifemizi yerine getirmiş oluruz. Günde beş defa böyle olur. Namaz hayatımızı bu şekilde tanzim eder, bu şekilde hayatımıza çekidüzen verdik mi bizim başka türlü bir hayat yaşama imkânımız olmaz, o hayat namaz markalı bir hayattır.
Tekrar ediyorum kardeşim: Biz dünyaya namaz kılmaya geldik…
Elimizi Yıkarken Abdest Almayı Unutmayalım!
Nurten Ceceli Alkan | Ankara Ceceli Okulunda Öğretmen
Çocuklarımı namaza başlatırken yaşadıklarımız var. Kızlar ortaokuldan eve geldiklerinde genellikle ikindi kaçardı, günler kısa olduğu için. Ben bazen evden işe çıkmadan banyo aynasına «Elimizi yıkarken abdest almayı unutmayalım» gibi sözler yazılı not kâğıdı asardım. Televizyonun ekranına «Düğmeye basmadan ikindiyi kılıverin canlarım» yazılı bir kağıt yapıştırırdım. Zamanla çocuklarım namaza alıştı ve devam etti elhamdülillah...
Videolar İle Namaza Başladım!
Yunus Emre Bozacı | Serbest Meslek
İzlediğim videolardan etkilenerek namaza başladım ve devam ettim. Görsellik ile daha çok etkileniyorum.
Camiyi Sevdirmek Gerek
Yusuf Katıksız | 24 Yaşında | İşletme Mezunu
Namaza giderdik arkadaşlarla küçükken... İmam “Allahuekber” der-di biz dondurma yemeye çıkardık. Evet, bazı yaramazlıklar yapardık ama orada bulunan abilerimiz, amcalarımız bizi camiden kovmak yerine camiyi sevdirdikleri için namazı da sevmiş olduk ve devam ettik.
Padişah Bile Namazını Aksatmıyorsa…
Ahmet Önler | 20 Yaşında | Uçak Mühendisliği Okuyor
Yavuz Sultan Selim ile ilgili bir yazı okurken O’nun bir padişah olmasına rağmen namazını aksatmadığını öğrendim. O günden itibaren namazlarımı kılıyorum elhamdülillah... Tabi Rabbim kabul ederse...
Namaza Başlama Sebebim: Furkan Doğan
Sena Çolak | 19 Yaşında | Lise Öğrencisi
Ben namaza şehit Furkan’ın hayatını okuduktan sonra başladım. Furkan’ın hayatında namazın nasıl bir yerinin olduğunu ve namazı bütün ibadetlerin başına koyduğunu gördüm.
Sonra umreye gittim. Umrede her milletten insanla namaz kıldım yan yana. Ve dili, ırkı, rengi ne olursa olsun herkesin Allah’a şükretmek için namaz kıldığını anladım.
Postal Gölgesinde Namaz
Ender Hatipoğlu | 25 Yaşında
Askerlik vazifesi boyunca kılınan namazlar, belki de hayatımızda kılınan en kıymetli namazlardan biridir. Bir yandan vatan hizmetinde bulunmanın verdiği manevi haz bir yandan da sıradan bir hayat periyodunda olmamaktan kaynaklanan zorluğa karşı secde ediyor olmak. Kısa dönem olarak yaptığım askerliğimden ilginç bir andan bahsetmek istiyorum. Bir ikindi namazını eda etmek için Karargah bölüğü koğuşunda tam seccademi sermişken karşımdan birkaç askerin geçtiğini, namazın önüne setre yapmam gerektiğini fark ettim. Etrafıma baktım dikkatimi ilk olarak siyah kocaman postallarım çekti, bir tekini seccademin önüne yerleştirdim. Hafif güneş batıyor olduğundan postalın gölgesi tam da secde edeceğim noktaya düştü. Ve bir anda şöyle dedim kendi kendime: : -Hamdolsun, bu topraklarda bir zamanlar namaza engel olan bu postallar şimdi namazın sıhhatini korumak için setre oluyor. Allahu Ekber..
Namazlarım Kaçmasın Diye Beni Kovaladı
Rabia Gümüş | 23 Yaşında | Adliye Memuru
Lisede bir arkadaşım benimle namaz konusunda epey uğraştı. Namazlarım kaçmasın diye beni kovaladı sürekli... Allah ondan razı olsun. Elimden geldiğince kılmaya çalışıyorum şimdi...
Başlı Başına Bir Hediye
Ümmügül Koyuncu | İlahiyat okuyor
Namazı ailemden görürdüm hep ama ara-sıra kılardım, bir düzen yoktu. Sonra liseye başladığım yıl, ablamın sınıfıyla bir pikniğe gitmiştim. Orada iki abi, ortadan kaybolmuştu. O eğlenceli ortamı bırakıp bir yere gitmişlerdi. Soranlara, onlar namaza gitti iki saatte gelmezler diye cevap veriliyordu. Nedense bu beni çok etkiledi. O vakit, öğle namazını kıldım ve devam ettim çok şükür. Namazla ilgili çok anım var. Ama bende kalsın isterim. Çünkü namaz bambaşka bir şey. Seni en iyi anlayan, senin bile bilmediğin dertlerini bilen, dermanını hazırlayan biriyle konuşmak namaz. Başlı başına bir hediye. Sıcak yaz günlerinde ferahlamak, soğuk kış günlerinde ısınmak için bir vesile.
Her Namaz Cennete Bir Adım
İsmail Tuna | Balıkesir Üniv. Bilgisayar Öğrt. | 20 buçuk :)
Namaza 7 yaşında iken başladım. Babam ile ara ara kılıyordum. Hatta şöyle bir anım var. Bir akşam namazı vaktinde namazı kılarken rükuda iken misafir geldi. O zaman namazı çocuk aklı ile kılıyorum. Birden kafamı çevirip hoş geldin abi dedim. Millet güldü ama ben anlamadım. Yaş ilerleyince anlamıştım durumu. Namaz ile hayatıma düzen geldi. Kıldıktan sonra huzurlu oluyorum hep. Hakkı ile kılınınca daha da hoş oluyor. Namaz benim için kurtuluş manasına geliyor. Çünkü her namaz cennete bir adımdır.
Heyecanla O’nun Huzuruna Koşmalıyım
İkra Nur | Aktivist
Kesin olarak söyleyebileceğim 14 seneye yakın zamandır namazımı Allah’ın izniyle hiç aksatmıyorum. Çünkü biliyorum ki, O’nun, Yüce Mevla’nın huzuruna çıkmak herkese nasip olmuyor.
Özellikle secde vaziyeti insanın Rabbine en yakın olduğu an. Bunu her seferinde hissediyor ve namazım sonunda çoğu zaman dualarımı secde vaziyetinde iken ediyorum. “Kul Rabbine en ziyade secdede iken yakın olur, öyle ise secdede duayı çok yapın.” (Müslim, Salât 215, (482); Ebû Dâvud, Salât 152.)
Unutmuyorum ki; İnsan Allah karşısında ne kadar eğilir ve küçülürse, manen o ölçüde büyür. Namaz hayatıma bir düzen, kalbime ve ruhuma denge, düşünceme ışık oldu. Rabbimizin bize verdiği nimetler karşısında şükrümü arttırma imkânım oldu. İç sıkıntılarım kayboldu, tevekkülüm arttı ve âlemlerin Rabbinin huzurunda görevini yerine getirmenin huzurunu yaşıyorum.
Son olarak biliyorum ki “Namaz müminin miracıdır.” Bu sebeple ezanı her duyduğumda hiç ertelemeden, heyecanla O’nun huzuruna koşmalıyım...
Namaz Olmasa Ben Bir Hiçim!
Sena Baylan | Sakarya İlahiyat | 20 Yaşında
Namaza tam olarak 10 yaşımda başladım. 7 yaşımda her sene bir namaz ekleyerek başladım. Hayatımı düzene soktu. Bana Rabbimin hudutlarını gösterdi. Nefsime sahip olmayı, en önemlisi Rabb’imi ilahlaştırmamı öğretti. Namaz dinimin en önemli unsuru. O olmasa ben bir hiçim. Rabbimle buluştuğum, yeri geldiğinde ağlayarak af dilediğim anlar.
Namaz Can Yeleğimdir!
Mert Gaga | 18 Yaşında | Öğrenci
İlk abdestli kıldığım namazı başlangıç tarihim kabul ediyorum. Bu da 5 veya 6 yaşıma tekabül ediyor. Babama bakarak, biraz da oyun katıp almıştım abdestimi. Namaza düzenli başlamamsa ancak farz olunca mümkün oldu.
Namazın milat olduğu kimselere imrenirim. Hatırladığım en eski hatıralar dedemin elinden tutup camiye gitmek olunca, biraz fazla samimi oluyoruz namazla. Namaz kalbimizi inceltiyor hakikaten, mekânımızı nurlandırıyor, zamanımızı bereketlendiriyor. Bunlardan daha güzel nelere müsebbip olabilir ki?
Namaz benim için can yeleği. Üstümde yoksa, savaşın düşman cephesinde ölmeyi bekleyen bir ahmağım.
Ah O Heyecanım Şimdi de Olsa
İkbal Barutçu | Beden Eğitimi Okuyor
Dedem her sûre ezberleyişimi ödüllendirirdi. Sonra namazı da öğrendim yine ödüllendirdi. Okulum iki öğündü, öğle arası gelir önlüğümü çıkarır kılardım namazımı. Sonra benim bir rahatsızlığım oldu, belim inanılmaz ağrıyordu. Ama yine de o acıyla küçük olmama rağmen ağlayarak kılardım namazlarımı... Ah o heyecanım şimdi de olsa...
İmanın Şahididir Namaz!
Erva Genç | Marmara İlahiyat | 20 Yaşında
Aklım erdiğinden beri kılıyorum namazlarımı. Evde namazlar cemaatle kılındığından. :) Namazlarıma daha çok özen gösterdiğimde hem sosyal hayatım hem iç dünyam çok daha huzurlu ve sinir-stresten uzak oluyor. Ali Ural “Sevgili dost, namazı ara sıra olanın huzuru da ara sıra olur” der. Sanırım namaz bu. Bir de imanın kişide görünür olmasıdır diyebilirim.
Meal Okumalarım Namazımı Sağlamlaştırdı
Zahide Büyüklü | Marmara İlahiyat Mezunu
Namaza küçükken başladım, ailemin etkisiyle... Ancak çok da bilinçle kılmıyordum. Ne zaman ki meal okumaya başladım o zaman benim için kıldığım namazlar değişti. Namazdan aldığım hissiyat farklılaştı. Meal okumalarım namazımı sağlamlaştırdı.
Eğer Kılmazsan Ateş Bana Hak
Tuğba Timurlenk | AÖF’de Okuyor
Bir gün hiç unutmam babam beni yanına çağırdı. Onu sevip sevmediğimi sordu. Tabi ki seviyorum cevabını verdim. Peki, benim cehennemde yanmamı ister misin dedi, ağlamaya başladım. İşte kızım dedi, ben senin namazından sorumluyum. Eğer kılmazsan ateş bana hak. O gündür hamdolsun namazlarıma dikkat ediyorum.
Mehmet Köprülü'ın Yazısı.