Dört Sözün Bir Manası
Bir Türk, Farisi, Arap ve Yunanlı birlikte yolculuk yapıyorlarmış. Yoldan geçen bir hayırsever onlara bir dirhem bağışlamış. Farisi demiş ki: “Gelin bu parayla “angur” alalım”.
Arap da demiş ki: “Angur bizim neyimize lazım. Bu parayla biz “ineb” alalım” demiş.
Türk söze karışmış ve şöyle demiş: “Hiç boşuna tartışmayın. Gürültü patırtı çıkarmayın. Angur da ineb de size kalsın. Biz bu parayla “üzüm” alacağız” demiş.
Kendisini tutamayan Yunanlı ileri atılarak:
“Gelin en iyisi “stafil” alalım” demiş.
Bir anlamsız tartışma ve birbirlerine hakaretler almış başını gitmiş. Halbuki hepsinin istediği de aynı şeymiş. Yani üzüm imiş, ama onların bundan haberi yokmuş.
O bir dirhem aslında hepsinin isteğini de yerine getirebilirmiş. Eğer onların karşısına birbirini anlamayanların dilini bilen ve onların yüreklerinden geçeni okuyan biri çıksaydı, o bilgisizce birbirlerine zarar verecek noktaya gelen adamlar, bilgi çerağının bir parıltısıyla düşmanlığı bir kenara bırakıp emniyet ve güven sarayının kapısına yüz sürerlerdi.
Alican Tatlı'ın Yazısı.