İnternete erişebilen bütün cihazlar IP (internet protokolü) değerine sahiptir. Değişken veya statik olarak sağlanabilen IP, sayılardan oluşan bir nevi kullanıcı kimliğidir. Yani kimliksiz internete girmeniz mümkün değildir.

1981 yılında tanımlanan IPv4, yani dördüncü nesil internet protokolü; günümüze kadar kullanımını sürdürmüştür. 32 bit uzunluğundaki adresleri içeren IPv4, 232 yani 4,294,967,296 adresle sınırlıdır. Bilgisayar, tablet ve telefonların yanı sıra artık televizyondan buzdolabına internet bağlantısına sahip olduğumuzu düşünürsek haliyle IPv4 yetersiz kalmaya başlıyor.

Gelecekte internet bağlantısının nerelerde kullanılacağını kestirilemediğinden midir bilinmez, 128 bitlik adres yapısına sahip IPv6 hizmete hazırlanıyor. Bunun anlamı halihazırda 4 milyarı aşkın adrese sahip yapılar, 2128 adresli bağlantı yapılarına taşınacak. Yani bırakın televizyonu, buzdolabını; internetli koltuk takımları, zigon sehpalar bile çıksa bu protokolü zorlayamaz.

1981’den bu yana teknolojinin ne kadar ilerlediğini anlatmaya gerek yok. Yani IPv6, IPv4’e nazaran çok daha hızlı ve güvenli bir bağlantı sunacak. Ancak IPv6’ya geçiş sanıldığı kadar basit değil. Öncelikle servis sağlayıcılarının bu protokole hazır olması gerekmekte. Dünyada ve ülkemizde bu geçiş için hazırlıklar devam ediyor, eğitim ve seminerler düzenleniyor. Aynı zamanda kullanıcılarda yazılım ve donanım olarak IPv6’ya uygun olmalı. Bilgisayarınızın IPv6 için uygun olup olmadığını test-ipv6.com adresinden öğrenebilirsiniz.


Enes Kömür'ın Yazısı.