Ahlaksıza Ahlaksız Demekten Korkmamalı
Geçtiğimiz ay Tunceli’de kadın garson çalıştıran meyhanelere yönelik protesto tepkileri vardı. Tunceli’nin BDP’li Belediye Başkanı Edibe Şahin, kentte kadın garson çalıştıran birahane sahiplerine tepki göstermiş ve bu insanları Alevi inancında toplumsal olarak suç işleyenler için kullanılan ‘Düşkün’ ilan ettiklerini söylemişti. Şahin bu açıklamada şu ifadeleri de kullanmıştı: “Alevi inancında toplumsal olarak suç işleyenler ‘düşkün’ ilan edilirler. Bugünden itibaren bu konuda, sırf ekonomik nedenler nedeniyle bu kentte çürümüşlüğe, yozlaşmaya neden olan herkesi ‘Düşkün’ ilan ediyoruz. Bunları nasıl ki cemlerimizde tecride alıyorsak, toplum olarak hep beraber tecride alacağız. Selamlarını almayacağız. İlişkilerimizi sınırlayacağız”.
Aslında sevinilecek ve alkışlanacak bu olayı medyanın veriş şekli de ilginç şekilde sempatikti. İlginç diyoruz çünkü bu tür “hayat tarzı haberleri” bir kısım medyada ahlak bekçiliği olarak aşağılanır ve malum sindirme ve daraltma operasyonlarına malzeme olarak kullanılırdı. Bu son olaya gösterilen hoşgörülü yaklaşım medyadaki Alevi sempatisinden mi kaynaklanmıştır bilinmez ama bildiğimiz bunun zaten olması gereken bir tavır olduğudur.
Tuncelilileri göstermiş oldukları ahlaki tavırdan ötürü tebrik ediyoruz. (Bu arada aynı şekilde Kars’ın Kağızman İlçesi’nde, üniversiteli bir kızın tacize uğradığı iddiası üzerine bir araya gelen Kafkas Üniversitesi’ne bağlı Kağızman Meslek Yüksekokulu öğrencilerinin olayı protesto etmelerini de tebrik ediyoruz.) Bunu not ettik. Haber dolayısıyla BDP, bir kısım medya ve bizim ortak bir tavırda buluşuyor olmamızı da siz not edin artık.
Mehmet Köprülü'ın Yazısı.