Süveybe Ünlü

Gönüllerin türküsünü çok iyi bilen şair, ömrü vefa ettiğince bu türkünün tohumlarını atacak toprağın bağrına…

Biz, hüzün peygamberinin ümmetiyiz evlat! Öyle olmasak bile öyle görünürüz. İnanmış ruhların sînesi hep hüzünle çarpar. Bu öyle hazin bir haldir ki, dıştan gözlerin anlayamayacağı, içine girenin ise kaybolduğu ‘vecd’ hali.

Kıymetlidir hüzün; İnanmışların kalplerinde hep bir parça vardır. İşte böyle bir ideolojinin ismiydi Sezai Karakoç. İslamiyet’ten başka hak yol olmayacağını, sancılarını çekerek yüreğiyle yaşamıştır.

Başka bir felsefesi yoktu. Felsefesi, hakka boyun eğmekti. Cahiliyeden İslamiyet’e doğan insanlık, bu asra yeniden İslamlaşan sînelerin eliyle can bulmalıydı. Bu düşüncesiyle de ‘Diriliş’ adındaki yayınevini kurdu.

Hasretliydi, dertliydi. Tek bir gayenin peşindeydi… Bu öyle bir gaye idi ki, yeniden doğmak için ölümü göze alabilmenin yazgısı yaşam bulmuştu.

Sevda deyince gözleri yaşaran bir şairdi o... Aşkını, çatlayan sînesine gömen, “meyveler sabırla olgunlaşırmış” diyerek, sabrı yaratana teslim eden… Gönüllerin türküsünü çok iyi bilen şair, ömrü vefa ettiğince bu türkünün tohumlarını atacak toprağın bağrına. Bağrı yanıklar hep eşlik edecekler bu emsalsiz besteye…

Gözler harama kapandığında gönül bağı kurulurmuş, bunu yadigâr bırakmış bize hüzün bestecisi. “Göz bir perde imiş, kalplerin buluşmasında” O kapandıkça açılırmış gönül kapıları. Gönül, öyle bir derya imiş ki, ne hasretler sonlandırabilmiş, ne de vuslatsız aşklar.

Böyle bir deryadan bir damla koymuş Sezai Karakoç, ‘Mona Rosa’ şiiriyle kabımıza. Gönül kabımız ne derece hakka boyun eğmişse, o kadar hissediyor bu gönlün kırıklığını. Bir aşkın yazgısını…

Aşk en çok şairlere yakışıyormuş, onlar derinleştirmiş yaralarımızı. Ve bu yaralar kutsal kabul edilir, ‘Fuzuli’ gibi bir şairin bağrında yaşadığı bu toraklarda. Kem gözlerden sakınılır sevgili, yabancı ellerden korunur. Gönül ile örülür bu sevdanın yolları.

“Kadınlar sansa da yaşadığını, şarkısız kaldıkça yaşamayacak” der hüzün bestecisi. Hüznün son hali aşk vecdidir. Bu yüzden yazmıştır Mona Rosa’yı. Bu yüzden bestelemiştir hüznü. 


GENÇ'ın Yazısı.