Futbol İçin Değer mi Yahu?
Türkiye Raporu’nda geçen aylarda “Millet evladını futbola kurban veriyor” başlıklı yazıyı hatırlıyor musunuz? Fenerbahçe Spor Kulubü Başkanı Aziz Yıldırım’ın içeri alınmasıya başlayan süreçte futbol endüstrisinin içine düştüğü pislik çukuru iyice ortaya çıktı. Basit şans oyunları ile kafası ve gönlü dumura uğratılan bir neslin hangi sektörün ve oyuncuların elinde olduğunu gördünüz değil mi?
İşin kötüsü herkesin her şeyden haberdar olduğu halde, “böyle gelmiş böyle gider” mantığı ile pisliği ve pislik üreten düzene ilişkin üç maymunu oynaması. Milli takım maçlarının bile rüşvetle alınmasından bahsediyoruz. Savcılara, idari/mülki amirlere gönderilen hediyeler, hakem ayarlamalar, futbolcuların para ya da transfer vaadi ile satın alınması, koskoca federasyonun yürüyen bu tezgâhın bir figüranı haline getirilmesi… Aslında bütün bunların bir şekilde çözülmesi, düzeltilmesi ya da hal yoluna konulması mümkündür. Gerek kanuni düzenlemeler ve gerekse idari dirayet tüm bu yolsuzluklara dur diyebilir. Ancak pisliğin kanıksanır hale gelmesi ve önlem alma noktasındaki yılgınlık ve duyarsızlık kolay halledilebilecek bir şey değil.
Bunun için cesur adımlar atmak lazım. İnsan kalitesinin iyileştirilmesinden başlamak gerekiyor. Namuslular en az namussuzlar kadar cesur olmalı ve gözünü budaktan sakınmamalı. Futbol gibi bir sektör için değer mi derseniz, orası benim lâl olup, muzip bir tebessümle sizi izlemeye başladığım andır. Hadi susmayayım da en iyisi mi size ve bize güzel bir dua edeyim: Rabbimiz bizi dünyada razı olduğu ve ötede yüzümüzü ağartacak işlerle meşgul eylesin.
Mehmet Köprülü'ın Yazısı.