Efsaneler de Ölür!
Ömer Öztürk / Genç Haber Merkezi
Bir çağ kapandı desek, hiç de abartmış olmayız. 1994 yılından bu yana kültür, sanat, edebiyat, tarih, sinema v.b. yüzlerce etkinliğe ev sahipliği yapan Beyoğlu Tarık Zafer Tunaya Kültür Merkezi artık Nikâh Salonu olarak hizmet verecek. İşin en ilginç yanı ise bu mekânın 1993 yılına değin zaten Beyoğlu Evlendirme Dairesi oluşu. Bir kültür merkezinde artık nikâh kıyılacak olması hazin ama yarısının evlilik programları, yarısından fazlasının da muhteşem dizilerle yatıp kalktığı memleketimizde çok da fazla şaşırmamak lâzım. Ne yapsınlar, evlilik programları yeterli olmayınca, kültür merkezini de nikâh salonu yaptılar. Nikâh salonuyken, kültür merkezi yapıyorlar, kimsenin gıkı çıkmıyor da (misal: Nüfus Müdürlüğü eylem yapmıyor da), bize ne oluyor.
Ahmet Rasim’den Necip Fazıl’a, Yahya Kemal’den Ziya Osman Saba’ya, ne çok kıymetimiz yâd edilmişti bu efsanevî kültür evinde. Rahatlıkla denebilir ki, oradan gelip geçmeyen “dert” insanı, “gönül” insanı yoktu.
İskender Pala’nın Divan Şiiri Saatleri, İlber Ortaylı’nın Tarih Sohbetleri sıkı müdavimlerini oluşturmuş unutulmaz etkinliklerdi.
On yıllık yazarlık hayatımın tam on yılında da gidip geldiğim, sayısız etkinlik takip ettiğim, hakkında sayısız belge sakladığım ve içinde onlarca fotoğraf çektiğim bir mekândı. Tabiatıyla benim için de efsaneydi.
Gelin görün ki, efsaneler de ölür. Ama bir gün küllerinden diriliverirler. Yaşanmışlıklar ânı olur, hatıra olur, yaşar yüreklerde, belgeler, resimler, ses kayıtları neler de neler anlatır. Anlayana, anlayabilene…
GENÇ'ın Yazısı.