Şiir yıllıklarının ülkemizde yaklaşık yirmi yıllık bir mazisi var. 1990’lı yılların başında Adam Yayınları tarafından ilk şiir yıllığı okurlara sunulmuştu. O günden bugüne her senenin poetik havasını okura yansıtmak için şiir yıllıkları çıkartılmaya devam etti. Tabii yıllar geçince çeşitli yayın organları şiir yıllığı çıkartma sorumluluğunu üstlenince yıllıklar çoğalmaya başladı. Bugün bir şiir yıllığına sahip olmak isterseniz önünüze birçok şiir yıllığı çıkacaktır. Sıkı bir şiir okuyucusu iseniz sizi doyuracak bir yıllık illaki bulabilirsiniz.

Şiir yıllıkları her senenin poetik havasını yakından koklayabilmemiz için güzel bir hizmet. Ancak son yıllarda şiir yıllığı etrafında gelişen tartışmalar edebiyat çevrelerinde zaman zaman sert eleştirileri de beraberinde getirdi. Özellikle son iki senedir en gözde yayınevlerinden birisi olan Yapı Kredi Yayınları (YKY) tarafından hazırlanan şiir yıllıkları tartışmayı başlattı. Burada tartışma konusu yıllığı hazırlayanın öznel ve ideolojik tutumuydu. Tartışmalar diğer şiir yıllıkları etrafında da sürerek devam etti. Hatta edebiyat çevrelerinde kamplaşmalara sebep oldu.

Şiir yıllıkları incelendiğinde aklımıza sorular gelmiyor değil. Hiçbir şiir yıllığı da bu konuda okuyucuyu bilgilendirme ihtiyacı duymadı ya da ikna edici olamadı. Peki, yıllık çıkartılırken nasıl bir amaç güdülüyor. Şairler, şiirler, dergiler nasıl bir elemeden geçiriliyor ve yıllığa alınmayı hak ediyor. Bu sorular yıllık okuyucusunu ikna edecek bir şekilde yetkili merciler tarafından cevaplanmalıdır. Özellikle bu husus çok önemli. Aksi takdirde şiir yıllıklarının ideolojik eksenli ve dost-arkadaş ilişkisi çerçevesinde oluşturulduğu iddiaları alır başını gider. Gelecek zamanlarda dönüp arkaya bakıldığında şiir yıllıkları güzel bir şekilde hatırlanamaz olur.

Şiir yıllıkları her ne olursa olsun önemli bir unsur olma sıfatını sürdürüyor. Şahısların bu konuda ayrı fikirlere sahip olması bu gerçeği ortadan kaldırmaz. Ancak yukarıda bahsettiğimiz gibi bu tür yakışık olmayan çekişmeler hiç hoş değil. Buradan sızan kötü cereyanların da kapatılması gerekiyor. Bu şartlar gerçekleşebildiği takdirde hem okura hem de şiir dünyasına daha sağlıklı katkılar yapılabilir. Ve daha seviyeli tartışmalar oluşur. İlgili mercilere buradan sesleniyoruz. Gerisi sizlerin elinde!


M. Sait Aktaş'ın Yazısı.