Buradan Bakınca
Tam bir Cuma yaşayamıyorsak hafta içi veya sonuna serpiştirdiğimiz bir veya birden fazla yarım cumalar oluşturalım...
Avustralya’da okurken öğrenmiştim; insanlar maaşlarını haftalık olarak alıyorlar (Perşembe günleri), Cuma ve cumartesi gecelerini olduğu gibi dışarıda, kendi meşreplerine göre eğlenerek geçiriyorlar, haftalık kazandıkları paranın (mortgage ve diğer borçlarını ödedikten sonra kalan) büyük çoğunluğunu o iki gecede harcıyorlardı. Başka batı kültürünün hâkim olduğu ülkelerde de aynı mıdır bilmem ama geçen ay gittiğim İspanya’da da benzer bir duruma şahit oldum. Orada da insanlar kazandıklarını hafta sonu gecelerini dışarıda geçirirken harcıyorlar. Yalnız bir farkla ki o da İspanyollar eğlence ve rahata biraz daha düşkün olduklarından eğlenmek için hafta sonunu bekleyemiyorlar ve hafta sonu haricinde Çarşamba geceleri de geç vakitlere kadar dışarıda kalarak eğleniyorlar. Bu yüzden de çarşambaya “yarım cumartesi” diyorlar. Yani cumartesi gecesi gibi eğleneceğiz ancak yarın iş günü olduğundan eğlence daha kısa sürecek, gece daha erken bitecek bu yüzden de Çarşamba tam değil yarım cumartesi olacak.
İnsan günlük hayatı içerisinde seçtiği ya da seçemediği işleri yaparken, sevdiği ya da sevemediği bir hayatı yaşarken nefes almak, dinlenmek, sosyalleşmek, yenilenmek, tazelenmek istiyor. Bunu nasıl yapacağını da hayatını nasıl anlamlandırdığı üzerinden şekillendiriyor veya her insan kendi kişilik özelliklerine ya da çevresine uygun olarak bir nefes alma alanı seçiyor. Bu alanda dinlense de dinlenmese de, eğlense de eğlenmese de çoğu zaman alıştığı için de bu rutini devam ettiriyor.
Bu noktada Müslüman insanların artı bir farkları var. Onlar için dinlenme, nefes alma, sosyalleşme imkanı sağlayan bir Cuma namazı imkanları mevcut. Çevrelerindeki bütün Müslümanların toplandığı, beraberce ibadet ettikleri, kendi haftalık gündemlerini hutbede dinledikleri, sonrasında buluşup görüştükleri, anlatıp dinledikleri, tazelenip yenilendikleri bir alternatif olabilir Cuma namazı, olmalı da. Mamafih bugün Cumanın iş günü olması, okul derslerinin, iş saatlerinin namazı bile ucu ucuna kılmaya izin vermesi, Cuma namazını böyle bir alternatif olarak değerlendirmeyi zorlaştırıyor. Dolayısıyla Cuma namazının ve etrafında şekillenen etkileşimlerin karşıladığı ihtiyaç, karşılanmamış olarak bünyelerde yerini muhafaza ediyor. İnsanlar hafta sonları alışveriş merkezlerine giderek, balık tutarak, pikniğe giderek, internette vakit geçirerek kısıtlı bir sosyal etkileşim yaşasalar da olması gerektiği gibi yaşanan Cuma namazının karşıladığı ihtiyacı bütün bunların hiçbiri karşılamıyor. Çözüm olarak Cuma tatil olsun falan demeyeceğim ancak İspanyolların yarım Çarşamba taktiğini biz de uygulayabiliriz diye düşünüyorum. Tam bir Cuma yaşayamıyorsak hafta içi veya sonuna serpiştirdiğimiz bir veya birden fazla yarım cumalar oluşturalım; çevremizdeki insanlarla bir araya gelme, haftalık gerçek gündemleri konuşma, değişmez hakikatleri dinleme, birbirimizin hayatına değme, dünyasından ve ihtiyaçlarından haberdar olup yardımcı olma gibi fıtratımızda olan insan içinde insan ihtiyacımızı giderelim. Göreceksiniz kalbiniz ferahlayacak, yükünüz hafifleyecek…
Mehmet Dinç'ın Yazısı.