Merve Şanlı

Bir teleskop ile en ufak bir yıldızı dahi ötelerden görebilirsiniz. “Size şahdamarınızdan daha yakınım” [Kaf 16] diyeni görmedikçe gözünüzün sıhhatinden şüphe edilir.

ASTROFOTOGRAFİ

Astronomiyle yakından ilgilenen birçok kişinin uğraştığı bir hobidir.

Fotoğraf filmi için bir sınırlama yokken, bir insan gözünün ışık biriktirebilme kapasitesi 1/8 ile 1/4 saniye arasındadır. Yani farklı dalga boylarındaki ışıkları geçiren filtreler kullanılarak, gözün görme kapasitesinin çok üstünde fotoğraflar çekilebilir, uzun bir pozlama süresi verildiği takdirde görülmeyen gök cisimleri görülebilir hale getirilebilir. Güzel bir gök cismi fotoğrafı elde edebilmek için dikkat edilmesi gereken husus; pozlama süresince fotoğraf makinesini dünyanın dönüş eksenine paralel ve aynı hızda çevirmektir.

Astronomi fotoğrafçılığına başlangıç için bir 35 mm refleks fotoğraf makinası, film olarak da 400 asa diapozitif film yeterlidir. (Zamanda Yolculuk, Çetin Bal)

Gökyüzünde görülüp fotoğrafı çekilebilecek cisimlerden bazıları şunlardır; Güneş, Ay, Gezegenler, Takım Yıldızları, Samanyolu, Gökadalar, Bulutsular.

Şunu da unutmamalı ki; “Dünya kadar zengin olun “siz sizin” olmadıkça kıymeti yoktur. Birçok ilimlere vukûfunuz olabilir “siz sizi” bilmedikçe cehilden kurtulmuş değilsiniz. Bir teleskop ile en ufak bir yıldızı dahi ötelerden görebilirsiniz. “Size şahdamarınızdan daha yakınım ” [Kaf 16] diyeni görmedikçe gözünüzün sıhhatinden şüphe edilir.”

Astronomi; herkesin ilgilenebileceği, kitap, dergi, internet gibi kaynakların kullanılarak merak edilenler hakkında bilgi sahibi olabileceği ve en heyecan veren kısmı olan “gözlem” imkânına sahip olduğu bir alandır. Ve insan, gözünü gökyüzüne çevirmeyi asla unutmamalıdır. Gönlü de; Göğün Sahibi’ne… Zira: “(O), göklerin ve yerin eşsiz yaratıcısıdır.” (Bakara, 117) Gönüllerin de tâ künhünü bilendir. (Teğabün, 4)

Göz…

Her an binlerce işlemin gerçekleştiği, yenilenmeyen tek hücrenin bulunduğu bölge. Vücudumuzda, göz hücreleri yenilenmez sadece. O yüzden neye nazar ettiğine çok dikkat etmeli insan. Peki görme işlemi nasıl gerçekleşir? Cisimlerden gözümüze gelen ışınlar korneada kırılarak göz bebeğine ulaşır, ardından göz merceğinde kırılarak retinaya iletilir, sarıbenekte ters görüntü oluşur ve o görüntü nöronlar vasıtasıyla beyne iletilir. Beynin görme merkezinde değerlendirilerek, net ve düz bir görüntü oluşur ve görme işlemi gerçekleşir. Yani göz görmez, beyin görür.

Gözümüzle dünyaya, gönlümüzle ukbâya nazar ederiz. Göz; zahirî, gönül ise bâtınî güzelliklere müptelâdır. O yüzden; “Dua ederken, ağlarken veya hayal ederken, gözlerimizi kapamamızın sebebi: En güzel şeylerin gözle değil, kalple hissedilmesindendir.” (Sait Çamlıca)

Gökyüzüne gönülle baktığımızda görme işlemi gönüle iletilir ancak... Aksi takdirde, “bakmak”tan öteye geçemeyiz. Hayret ve hayranlık duygularının sırrına vâkıf olmak istiyorsak önce bakışlarımızın, kudretten nakışlara dönüşmesi için; gökyüzünü seyre dalmalı, makro âlemden mikro âleme bir yolculuk yapmalıyız. Kur’ân’ı Kerim’in sık sık vurguladığı gibi; “tefekkür” etmeliyiz. Ancak bu şekilde O’nu idrâk etmekten âciz olduğumuzu idrâk ederiz...

Astronomi

Gökyüzü, ezelden beri insanların merakını celbetmiştir. Güneş, Ay ve yıldızlar, tutulmalar, yıldız yağmurları, Ay’ın evreleri gibi hadiseler insanları daha çok araştırmaya yöneltmiştir. Eski Yunanca’da “Yıldızlar Kanunu” anlamına gelen astronomi, “astron” ile “nomos” kelimelerinden türetilmiştir. Ayrıca Hz. Ali’nin (r.a) astronomi hakkında söylediği söz çok mühimdir: “Kur’ân’ı bilen biri; yıldız ilminden (astronomiden) de bazı şeyler öğrenirse bu sayede iman ve yakinî artar.» Demek ki iman ve yakinîmizin artması için, bu ilme vakıf olmak, o güzel sırlarına talip olmak gerekir. Her an tecellidedir Mevlâ. Birkaçından örnek verecek olursak zira:

Ay’dan yola çıkan ışık gözünüze ulaştı. Güneş’ten gelen her bir foton 300.000 km yol katetti. Yağmurlarla yeryüzüne 16 milyon ton su indi. Yeryüzünde 100 şimşek çaktı. Dünya uzayda dev kütlesiyle 30 km. yol aldı…

Güneş

Güneş’in yaşı yaklaşık 5 milyar yıldır. İç sıcaklığı 20 milyon 0C, dış sıcaklığı 6 bin 0C’dir. Çapı, Dünyamızın çapının 103 katı kadardır, aramızda 150 milyon km mesafe vardır. Bu mesafeden dolayı Güneş’in ışığı bize 8 dakikada ulaşır. Yani biz Güneş’in 8 dakika önceki hâlini görürüz. Güneş’in 1 saniyede geçirdiği termanükleer reaksiyonları müşahede edelim; saniyede 564 milyon ton hidrojeni 560 milyon ton helyuma çeviriyor. Kalan 4 milyon ton enerjiyi uzaya püskürtüyor, o enerjinin 2 milyarda 1’i Dünya’ya geliyor ve Dünya hayat buluyor. Bütün atmosfer makinası çalışıyor, yağmurlar, rüzgârlar oluşuyor, buharlaşma meydana geliyor… Yani saniyede ürettiği enerji; yeryüzündeki beşeri atom santralinin yıllık ürettikleri elektrik enerjisinin 80 katıdır. Üstelik bunları yaparken de durmuyor, Vega Yıldızı’na doğru saatte 720.000 kilometrelik bir hızla yolculuk ediyor. Zira; “Güneş de, kendisi için (tesbit edilmiş) olan bir müstakarra (karar yerine) doğru akıp gitmekte.” (Yasin, 38) Tabi, Dünyamız da Güneş’le birlikte…

*Zâriyat, 22


GENÇ'ın Yazısı.