Amatör bir yönetmen olan Emad Burnad, Batı Şeria`daki Bil`in köyünün 5 yıldır süren pasif direnişinin hikayesini konu alan bir belgesel çekti: “5 Broken Cameras”

Belgesel her biri çatışmalar sonucu kırılan ve yenisi ile devam edilen 5 kamera ile tamamlanmış ve köylü halkın İsrail ordusuna karşı direnişini gözler önüne sermiştir. Film pek çok festivalde gösterime girdi ve `En İyi Belgesel` dalında Oscar`a aday gösterilen ilk Filistin filmi olma özelliğini taşıyor.

Belgesel, profesyonel bir tarzda çekilmediği için ne propaganda ne de abartı taşıyor. Tam tersine yalın bir acı, somut bir gerçeklik var filmde. İsrail’in bir köyü boşaltma çabası, sınırlar koyma ve yapılan evleri yıkma kararlılığı pasif bir direnişle geri püskürtülmeye çalışılsa da ortada sürekli gasp eden ve tüm dünyanın gözünün içine baka baka yakıp yağmalayan bir ordu var. Tecrid bariyerleri ile halkı sıkıştırmaya devam ediyor.

Diğer yandan Oscar adayı Filistinli yönetmen Emad Burnat, 24 Şubat`ta düzenlenecek Oscar Ödülleri törenine katılmak için gittiği Los Angeles havaalanında alıkonuldu. Burnat, yetkilileri Oscar`a aday olduğuna inandıramadı.

Havaalanındaki kriz, Michael Moore`un Oscar yetkililerini arayıp durumu bildirmesi üzerine çözüldü. 1 saatlik bekleyişin ardından yönetmen Emad Burnat ve ailesinin ABD`ye girişine izin verildi.

Bir şeyler vererek, insanları satın alarak, körfez kiralayarak, kısacası para ile her yerde var olma hakkını kendisinde bularak işlerini yürütür ABD. Sonra gözyaşları içinde insanlıktan, gelecekten bahseder, ödüller dağıtır. Emad Burnad’ın yanında eşi ve 8 yaşındaki oğlu da vardı. Onlara yaşattığı bu travmayı da bir ödül vererek gidermeye çalışırsa hiç şaşırmayınız.

5 kamera kırıldı. Sırada insanlık onuru mu var?

Ayşegül Genç'ın Yazısı.