Üşenmeyelim ve üst geçitleri –irade, gayret, azim, ihlas, dua, sabır- kullanalım.

Malumunuz, araçların çok yoğun olduğu, karşıdan karşıya geçmenin tehlikeli olduğu yerlerde üst geçitler yapılıyor. Ama maalesef, tembellik sebebiyle “kısa yoldan” karşıya geçmekte ısrar ettiğimiz oluyor. Bunun sonucunda da ölümlere varan neticelerle karşılaşıyoruz.

Selçuk Üniversitesi Kazaları Araştırma, Önleme ve Uygulama Merkezi Müdürü Doç. Dr. Osman Nuri Çelik bu konuyla ilgili şunları söylemiş: ‘İnsanlar araçların aktif olduğu yolları birkaç metre ilerideki üst geçidi kullanmaya üşendiği için tercih ediyor. Bu da  olumsuz sonuçlar doğuruyor.”

Peki buradan bizlere ne çıkar? Şu çıkar: Biz gençler, çok hızlı bir hayat yaşıyoruz ve bize dayatılan hayat, hedeflerimize hemen ulaşmamız gerektiğini pompalıyor sürekli. Hemen zengin olmalıyız, hemen büyük adam olmalıyız, hemen kariyer basamaklarını tırmanmalıyız gibi bir tablo çıkıyor ortaya. Uzun seneler tahsil yapmak, bir konuda derinlemesine incelemelerde bulunmak, kendi iç  dünyamızda uzun bir yolculuğa çıkmak pek de mânâlı gelmiyor bu devir insana. Gayret isteyen uğraşlar yerine, en kolayından –yani  kısa yoldan- hedeflerimize ulaşmamız teşvik ediliyor.

Hâl böyle olunca, aynen maddi kazalar gibi, manevi kazalar yaşanıyor. Gayret etmeden, çabalamadan, ter dökmeden “ne oldum  delisi olup” koşturmaya başlıyoruz, sürekli bir yerlere tosluyoruz. İçimiz boş olduğu hâlde dolu havası vermekten hoşlanıyoruz. “Oldum” edası akıyor duruşumuzdan. Okuduğumuz birkaç kitap şişirmeye yetiyor egomuzu.

Evet arkadaşlar, durum maalesef böyle. Biz iyisi mi tembellik etmeyip adam gibi adam olmak için gayret edelim, çelik gibi örgüleyelim benliğimizi. Üşenmeyelim ve üst geçitleri –irade, gayret, azim, ihlas, dua, sabır- kullanalım. Varsın biraz uzun sürsün, ne  çıkar! Günün birinde tepetakla olmaktan daha kötü değildir ya!


Süleyman Ragıp Yazıcılar'ın Yazısı.