Mine Taşdemir

“Kim verse can yolunda bulur hâk-i makdemin

Gûyâ ki hâk-i râhınadır nakd-i cân behâ.”

(Fuzuli)

“Dert” dediği şeyleri gözden geçirmeli insan. Tefekkür etmeli biraz. Ara vermeli izlenilen filme. Müsaade istemeli sohbet edilen komşulardan. Dedikodunun, fiskosun üzerine bir örtü örtmeli, gizlenmeli, gizlenilmeli.

Derdim var diye döktüğümüz gözyaşları bir bidonda biriktirilmeli. Sonra ne kadar dertsizmişim, derdim dertsizliğimmiş meğer deyip, o bidondaki dertleri şarıl şarıl dökmeli.

Arabanın frenine basmalı, sadece düşünmeli. Arabayı da, duyguları da durdurmalı bir süre. Ağlamamız gerekenleri neden göz ardı edip, göz ardı edilmesi gerekeni ise neden göz bebeği ettiğimizi düşünmeli. Fermuarını çekmeli nefsin. Dertli olduğu için "Elhamdülillah" çekene imrenilmeli.

Ne çok derdim var diye sızlayanı, bir çimdikle kendine getirmeli. Bir odaya kapanıp Allah için gözyaşı dökmeyi denemeli. Çok zor olan bu işi, iş bilip pes etmeden her gün denemeli. Masiva’ya el sallayıp eyvallah diyebilmeli.

Cennet karşısındaki kıymetsiz her şeye "Yürü git işine!" diyebilmeli. Allah’tan gayrı her sevgiyi O’na ulaşmada basamak bilmeli. Makam, mal, mülk insanı çok ilgilendirmemeli.

Arşın gölgesinde gölgelenecek yedi gruptan biri olmak için çabalamalı, didinmeli. Kimsenin olmadığı yerde Allah için bir iki damla gözyaşı dökebilmeli.


GENÇ'ın Yazısı.