"Ne Olacak Şu Suriye`nin Hâli?"
Uzun zamandır dillere pelesenk olan; “ne olacak şu Suriye’nin hali?” sorusunun cevabına ilişkin olumlu cümleler kurmak ne yazık ki bir türlü mümkün olmuyor. Uluslararası toplumun akan kana çözüm bulmak noktasındaki acizliği sürüp gidiyor. Gerçi gerçekten çözüm bulmak istiyorlar mı orası bile şüpheli.
Suriye üzerinde yürüyen “vekalet savaşı”nın tarafları bulundukları pozisyonlardan geri adım atmaya yanaşmıyor. Sünni-Şii ayrışmasının zirve noktasındaki İslam Dünyası ise yaşanmakta olan krize çözüm bulabilecek güç ve kudretini çoktan yitirmiş durumda.
Savaşın sahadaki tarafları rejim ve muhalefet arasındaki güç dengesi, birbirlerine mutlak üstünlük kurmaya yetecek gibi gözükmüyor. En azından şimdilik. Hal böyle olunca Suriye’deki insanlık krizi derinleştikçe derinleşiyor. Dile kolay iki yılda tam 70 bin insanını kurban verdi Suriye halkı. Ülkeyi terk eden yüz binler, yakılıp yıkılan, ağır bombardımana maruz kalan tarihi mirası ile bir ülke kendi yönetimi tarafından yok ediliyor. İyi de böyle nereye kadar sürecek bu içler acısı durum?
“Amerika’daki seçimler hele bir sonuçlansın Obama Suriye meselesine el atacak” beklentisi çoktan boşa çıkmış durumda. Obama yönetimi, seçimlerin üzerinden şu kadar zaman geçmesine rağmen Suriye’de olup biteni sadece seyrediyor. Kanı durdurmak için kayda değer hiçbir adım atmış değil. Yakın zamanda da atacak gibi gözükmüyor.
Evet, Amerikalı siyaset yapıcıların kavillerine bakılacak olursa Baas diktatörlüğünün gitmesini Washington da istiyor. Ama, Beşşar Esed sonrası ülkede kimin söz sahibi olacağına dair duydukları endişeleri bertaraf edebilmiş değiller. Bu kaygıları izale edinceye kadar harekete geçmeyecek Beyaz Saray.
Beyaz Saray, biraz daha beklemeyi kendileri ve üzerine titredikleri İsrail açısından faydalı görüyor. Nedir o fayda acaba? Birincisi bölgedeki yangının kendi ülkesine sıçrama ihtimali sıfır. Hem, her anlamda tükenmekte olan ülke, İsrail açısından tehdit oluşturan bir ülke değil mi? Irak’ın ardından Suriye İsrail açısından bir tehdit unsuru olmaktan tamamen çıkmış olacak. Beşşer Esed sonrası ipler “İslamcıların” eline geçse dahi Suriye, İsrail açısından tamamen risk olma vasfını yitirecek.
Beytullah Demircioğlu'ın Yazısı.