HOŞ Bir Sohbete BEŞ Dakika...
Mine Taşdemir
Akrabanın akrabasıyla, arkadaşın arkadaşıyla, akranın akranıyla, aşığın maşuğuyla sohbet etmesinin adıydı bir zamanlar hoşbeş.
Ne siyaset, ne futbol karşılaşmaları ne de trend eşarplar gölge düşürürdü bu sohbete o zamanlar.
Muhabbeti, gelin misali süsleyen şeyler; manilerdi, şiirlerdi, türkülerdi şimdikinin aksine. Şimdilerde ise argo kelimeler, kaba sözler, hatta küfür sözcükleri oldu muhabbet gelinliğinin tacı ve çiçeği.
Şakalarımız daha masumdu, birbirimizi rencide etmek şöyle dursun, mutlu bile ederdi bizi. Dizilerdeki karakterler değildi bizim için örnek insanlar. Ve tek işimiz akşamları televizyon karşısında pineklemek değildi, daha mühim işlerimiz vardı.
Önceden sabahları kahvaltıya ekmek alırken mutlaka gazete tutuştururduk poşetimize. Örnek aldığımız insanlar O’nun (s.a.v) yolundan gidenlerdi. Televizyon her şeyimiz değil, evimizdeki koltuk, sehpa gibi bir şeydi, hatta onlar kadar elzem bile değildi…
Hoşbeş denen güzel şey vardı eskiden. Dostun dostuyla, kardeşin kardeşiyle, annenin evladı ile muhabbetinin, samimiyetin, güler yüzün adıydı hoşbeş, gofret adı olmadan önce…
GENÇ'ın Yazısı.