Uçmakken Niyetim Düşmekmiş Diyetim
Mahmut Sami Özşahin / Genç Haber Merkezi
Uçsuz bucaksız bir ovadayım. Kilometrelerce yüksek bir binanın küçücük dairelerinden birisinin balkonunda oturuyorum. Burası bir otelmiş. Önümde masa var. Üzerimde bir ağırlık hissediyorum. Bir kasvet. Sanki iki duvar arasına sıkışmışım. Sanki ölümün içerisindeyim. Hem varım hem yokum. Göz kapaklarımı hafifçe aralamış balkonun önünde uçuşan kuşları seyrediyorum. Beynimin. Zihnimin üzerine kara duman gibi çöken umutsuzluğumun annesini kaybetmiş bir bebek gibi haykırışını dinliyorum. Merak ediyorum. Gönlümdeki sıkıntı yığınlarının arasından başımı kaldırıp soruyorum. Sanki karşımda birisi varmış gibi:
-Acaba bu kuşlar nasıl uçuyor?
Gözlerimi ağır ağır açıyorum. Aklımı yoran ve bir türlü kafamın içerisinden sıyırıp atamadığım dalgınlığımı terk etmeye çalışıyorum. Bakıyorum. Karanlığın içerisinden idrakimi ön bahçeme çıkarıp:
-Ortada kuş muş yok. Uçan bir şeyler var ancak onlarda kuş olmaktan oldukça uzaklar.
Onlar, bana umutsuzluğumu unutturanlar. Yazın sıcağında soğuksu içerken hissettiğim, tatlı, hoş bir rahatlığın kalbimin kıvrımlı köşelerinde kavis yapmasına vesile olan uçan insanlar.
Ayağa kalkmak istiyorum, şimdi. Koşmak istiyorum. Atlamak istiyorum, balkondan aşağıya. Ve uçmak istiyorum, süzüle süzüle. Ancak olmuyor. Ayağa kalmak şöyle dursun kolumu kıpırdatamıyorum. Vücudum görünmez bir iple bağlanmış gibi.
Son bir gayretle çırpınıyorum. Tekrar tekrar. Bir daha. Yeniden. Durmadan… Bir an olsun pes etmeden. İpleri koparıp fırlıyorum, ayağa. Balkonun pervazına koşuyorum. Uçanlara bağırıyorum:
-Beni de alın. Lütfen! Nasıl uçacağımı gösterin.
Birisi geliyor ve tam karşımda, havada duruyor. Omuzları geniş bir delikanlı. Bana yanımı gösteriyor ve:
-Dolaptan bir kanat al ve uç!
Hemen yanıma dönüyorum. Elime geçen ilk bir çift kanadı giyiyorum. Heyecanla pervazın üzerine çıkıyorum. Delikanlı yanıma geliyor:
-Kollarını kuvvetli salla. Seni izleyeceğim. Gerekirse yardım ederim.
Başımla onaylıyorum ve kendimi aşağıya bırakıyorum. “Küüt!” Dizimde hissettiğim acıyla uyanıyorum. Meğer yataktan düşmüşüm. Yatağın kenarına tutunarak ayağa kalkıyorum. Diz kapağımı tutarak buz almak için seke seke mutfağa yürüyorum.
GENÇ'ın Yazısı.