Mine Taşdemir

Damlaya göl olur damlaya. Akçe içindir kara ak ak. Samanı gelir zamanı sakla. Sesi var iki elin var nesi bir elin.

Her şey karıştı günümüzde. Tıpkı yukarıdaki cümlelerimin karıştığı gibi. Yediğimiz, içtiğimiz yiyecekler “halelen tayyiba” grubunda belki, temiz olma yönüyle. Ama… Aması var işte, her gün yeni bir haber” sığır eti diye yedirdiler, at eti çıktı…”

Amacım mide bulandırmak değil. Bulanık zihinleri az da olsa berraklaştırmaya çalışmak. Zihinler çamurlu su misali, bulanık. Amacım, Yol Göstericimiz (s.a.s) “Sana şüphe vereni bırak, şüphe vermeyene yönel.” buyururken biz neden şüphe çizgileri üzerinde seksek oynuyoruz bunu sorgulamak.

Bıçakla çatalın yeri de değişiverdi, yüzlerce yıl yemek için sağ elini kullanan bu toplum, şimdilerde sağ elle yemek yiyeni kınar oldu ve aniden unutuverdi yemeği sağ elle yemenin faziletini.. Sünnet algımızla, birilerinin dayatmaları karıştı, tıpkı eğlence anlayışımızın, sanat anlayışımızın değiştiği gibi…

Tesettür algımız da değişti, iyi niyet ile art niyet orada da karıştı. Neyi, ne zaman, kim için yaptığını unutan insanoğlu, büyük başörtüsü ile başındaki püsküllü şalı değiştiriverdi. Üstüne, başörtülü halinde, hafiften de kulağını gösteriverdi, farklı oldu, ayrıldı diğerlerinden. “Öcü” nazarıyla bakılan tesettürlülerden ayrılmanın mutluluğunu yaşadı, aslında kızların kafası karıştı. Tıpkı en baştaki cümlelerim gibi.

Anne- babaya iyilik ve ihsanın önemiyle, evladın anne babasına karşı vazifeleri de karıştı. Evlat ister, anne-baba evladı mutlu etmek için çabalar oldu. Evlat ise, her geçen gün daha fazlasını istedi. Anne babasına karşı yükümlülükleri ile arkadaşlarının anlattıkları tebdil-i mekân eyledi, kayboldu, gitti. Evladın da kafası karıştı, tıpkı anne babalarla çocukların konumunun karıştığı gibi.

Her şey karışır oldu birbirine. Süt kasesine düşmüş bir çöp misali, kocaman iyilikleri kirleten küçücük çöpler düşer oldu hayat kovamıza. Karıştı iyilikle kötülük, anlayışla kabalık.

Ve karıştı söylemlerimiz, düşüncelerimiz, hayallerimiz; tıpkı en başta yazdığım cümleler gibi…


GENÇ'ın Yazısı.