Hakiki Bir Lider Nasıl Olmalı
Sait Aktaş / Genç Haber Merkezi
Venezuela Devlet Başkanı Hugo Chavez, geçen hafta -5 Mart Salı günü- hayatını kaybetmişti. Chavez’in ölümü dünya basınında olduğu gibi Türk basınında da geniş şekilde yer aldı. 20. Yüzyıl’ın son zaman diliminde ve 21. Yüzyıl’ın ilk çeyreğinde dünyada en çok konuşulan liderlerden birisiydi. Chavez’i dünya gündemine taşıyan unsur, onun sosyalist bir lider olması ve sıkı bir Amerika karşıtı olmasıydı. O, sosyalist ideolojinin dünya üzerinde dağılmasının hemen akabinde bir Latin Amerika ülkesi olan Venezuela’da Sosyalist Devlet Başkanı ünvanını almıştı.
Ve Chavez on beş yılı bulan devlet başkanlığından sonra geçen hafta salı günü yaşamını yitirdi. Chavez artık yok. Bu durum muhalifi Amerika’yı acaba sevindirdi mi? Merak etmemek elde değil. Ancak Chavez için üzülenler de var elbet. Dünyanın öbür ucundan gelerek cenazesine katılan İran Cumhurbaşkanı Ahmedinejad bunlardan sadece biri.
Chavez hakkındaki eleştirilerden çok, ardından düzülen medhiyelerin bir tartışılması gerekir diye düşünüyorum. Onun için düzülen medhiyeler, genelde Amerika karşıtı bir politika izlemesinden ve yönettiği ülkede halkla bütünleşmesi ve ülkesini iyi bir noktaya getirdiği yorumlarından oluşuyordu. Bunun yanında popülizm mayalı sosyalizmin oluşturduğu imaj vardı. Peki, bu iddiaların ne kadarı objektifti? Chavez’in Amerika’ya karşı duruşu elbette önemli. Ya bardağın öbür tarafı?
Türk basını ölümünün ardından Chavez’e övgüler yağdırırken Prof. Dr. Atilla Yayla, Chavez hakkında çarpıcı bir yazı kaleme aldı. Chavez yönetiminde darbe gören ifade özgürlüğü, işlenen cinayetler, ülkesinin ekonomik durumu vs. açıkça gözler önüne geliyordu. Yayla’nın tespitleri önemliydi ve tespitleri aklımıza ister istemez soru işaretleri getirdi?
Hakiki bir lider nasıl olmalı? Liderlere yönelik iltifatlar ne kadar gerçekçi? Bu iltifatlar aynı zamanda bazı gerçeklerin üzerini örtüyor mu? Buna benzer sorular çoğaltılabilir.
Modern zaman dilimi içerisinde hem Türkiye’de hem Dünya’da öne çıkarılan şahısların ne derece sağlam olduğu su götürür bir tartışma. Siyaset sahasının yanında başka sahalarda öne çıkarılan şahısların kendilerine verilen ünvanlara layık olup olmadıkları tartışılır. İleriki zamanlarda hem bizim hem dünyanın bazı şahıslar hakkında verdikleri hükmü ciddi bir şekilde uzun uzun düşünmesi gerekecek.
M. Sait Aktaş'ın Yazısı.