Ahmet Musa Bala

Bir önceki yazıda kısaca aktardığımız Dede Efendi’nin hayatından bir rivayetle devam edelim yolculuğumuza.

Tarihin tozlu kitaplarından birinde Dede Efendi’nin Fransa macerasından bahsedilmektedir. Fransız bestekârlarla buluşan Dede ve beraberindeki Fransız sanatkârlar başlarlar konusu musiki olan sohbetlerine. Evvela herkes kendi musikisini övmeye başlar. Yere göğe sığdıramazlar musikilerini; bir nevi ispatı peşindedirler üstünlüklerini belli etmenin.

Sohbet yerini münakaşaya, münakaşa da neredeyse muharebeye dönecektir. Kıvılcımın şavkı kendini belli etmeye başladığı sırada Dede şöyle der: “Bizim musikimizin üstünlüğü, makamlarındandır. Peki ya sizin üstünlük ısrarınızın kanıtı nedir?” Bir Fransız cevap verir: “Tüm dünyanın bildiği ve saygı duyduğu vals müziğimiz vardır. Siz böyle bir müziğe sahip misiniz?” der. Dede tabi ki altta kalmama arzusuyla devam eder : “Elbette bizim de vals müziğimiz vardır.” Fransız sanatkârlar Dede’nin cevabını kuşkuyla verdiğini hissederek “Bize bir eser lütfedebilir misiniz?” sorusunu yöneltirler. Dede Efendi bugün çok yorulduğunu, müsaade isteyerek eğer arzu ederlerse yarın çalabileceğini belirtir. Fransız sanatkârlar, biraz alaycı biraz da amiyane tabiriyle koltukları kabararak, “ Tabi ki efendim ama fazla geç kalıp da bizleri meraklandırmayın” derler.

Dede için zorlu bir gece başlamıştır. Zira o yıllara kadar Türk müziğinde hiçbir sanatçı vals müziği bestelememiştir. Kara kara düşünmeye başlar çünkü işin ucunda mahcup olmak daha da kötüsü Türk Müziği’nin aşağılanması söz konusudur. Dede besmeleyi çekip başlar vals ritmindeki eseri bestelemeye.

Sabah olduğunda Fransız sanatkârlar Dede’den eseri çalmasını isterler. Dede Efendi: “Kusura bakmayın dün biraz yorgundum o yüzden sizlerden müsaade istemiştim.” der ve başlar Türk Müziği’nde vals ritminde bestelenmiş ilk yapıt olan “Yine bir gül Nihal” eserini çalmaya. Herkes bu eseri dikkat ve hayranlıkla dinlerken Dede noktayı koyar: “Vals’ı biz yıllardır biliriz fakat kulağımız sanatsal değeri daha yüksek eserleri dinlemeye alışkın olduğu için bunu pek fazla kullanmayız.” der.

Zirvede olan Türk müziğimizi çekinmeden savunmaktan da ve –naçizane- en mühim noktası olan dinlemekten de korkmayalım. Dede Efendi’nin vals ritmindeki bu eserini Zeki Müren Beyden dinlemenizi tavsiye eder, musiki dolu günler dilerim.


GENÇ'ın Yazısı.