Nerede Bu Namazgâhlar?
Ömer Öztürk
Geçen sene idi. Yaz mevsiminin en hararetli vakitleri. Beykoz’un mahallî gazetelerinden birinde Anadolu Hisarı surlarının ağzındaki namazgâhın restore edilip ibadete açıldığı haberini okumuştum. Ertesi gün gidip söz konusu namazgâhı buldum. O muhitte yaşayan bir vatandaştan malûmat aldım. Namazgâhta Cuma’dan Cuma’ya namaz kılındığını ifade etti bana.
Dünkü hayatımızla bugünkü arasındaki en bâriz farklardan biri de işte bu, orijinal, bize has açık-hava ibadetgâhları, yâni namazgâhlardı. 1920’den itibaren başlayan ve ancak başkalaşım, daha doğrusu yabancılaşma diye tâbir edilebilecek tam teşekküllü inkılâb harekâtının devasa bir silgiyle silmeye çalıştığı izlerden sadece biriydi namazgâhlar.
Ne var ki, silinmez izlerden biriydi; diğer pek çokları gibi.
Esasen silinmeye çalışılan sadece namazgâhlar da değildi. Asıl gâye açık havada ibadet mefhumunun silinmek istenmesiydi. Çünkü laiklik mantığına göre, kamuya açık sahalarda böyle şeylere cevaz verilemezdi.
Vaktiyle yalnız Üsküdar’da 50 adet namazgâh bulunmaktaymış. Bunların bugün hemen hemen hiçbirinin yerleri belli değildir; belli olsun-olmasın, istisnasız hepsinin de yerlerinde hazan yelleri esmektedir; mesela bir tanesi Doğancılar’dan Salacak’a inerken, sol cenahta adını fıstık ağaçlarından alan Fıstıklı Namazgâhı’dır. Bugün adı-hündü bilinmiyor. Esasen, halkın bu hususta yeterli malûmatı, buna dair bir merakı da pek mevcut değil. Üzeri örtülmüş konulardan biri de bu.
Bugün namazgâhların yerlerini sanki mescidler almış gibi görünüyor ama hemen ikâz edelim: mescit ile namazgâh birbirinden çok farklı ifadeler. Secde edilen yer manasına gelen mescid caminin küçük bir modelidir ve elbette kapalı bir mekândır. Mescidin Hristiyanlık dininde de karşılığı bulunmaktadır: şapel. Şapel ki, küçük kilise manasına gelmektedir. Namazgâh ise evvela bir açık-hava mabedidir ve aynı zamanda ziyaretçilerinin su ihtiyaçlarını gidermek gibi bir işleve de sahiptir. Namazgâhların çeşmeleri de bulunur ki, Haydarpaşa’da, cadde üzerinde halen atıl vaziyette duran Ladikli Ahmet Ağa Namazgâhı ve Çeşmesi buna bir örnektir.
Sık sık ziyaret ettiğim namazgâhlardan biri Çiçekçi’deki çiçek gibi bir namazgâh: Çiçekçi Namazgâhı’dır.
Ayrıntılı malûmat için konuya dair muhtelif eserlere müracaat edilebilir.
GENÇ'ın Yazısı.