Bize iki dünyanın mutluluk yollarını gösteren kitabımız Kur’an-ı Kerim’in bir sûresinin ismi de “Mağara”dır. Mağara ya da Kehf Sûresi’nin başında, tevhid ehli bir grup gencin, tevhitten sapmış zalim hükümdar ve toplumu ile mücadelesi anlatılır. Kitabımızın yiğitler diye andığı o gençler bir mağaraya sığınırlar; orada sapkınlıktan hidayete, dalaletten hikmete ve günahtan rahmete uyanacakları bir zamana kadar uyutulurlar, mağara onlar için tevhidi muhafaza ettikleri bir direniş mekânı olur.

Yiğitliği dert edinenin bir mağarası olmalıdır. Dışarısı, yiğitliğin düşmanı olmuşsa, içeride mağaralar inşa etmek gerekir. Mağara, hikmet ve tevhit dershanesidir. Mağara, inkâr esintilerinden muhafaza olunmuş lahuti esintilerin olduğu her meclistir. Mağara, neden bu dünyada olduğumuzu Hakk penceresinden izah eden her mecradır. Mağara, Rabbimizle kurmamız gereken o biricik ve sadece bize has irtibatın ruhaniyetinin solunduğu her atmosferdir. Mağara, sohbettir, hizmettir, aşktır, muhabbettir, derttir, Allah için gayrettir. Mağara, dergidir, dernektir, dergâhtır. Mağara dosttur, dostlardır, dostlarla buluşmadır; her buluşmada gönülde kıpır kıpır eden, yürekte kor haline gelen, sadra genişlik verendir.

Allah için gidilen, gelinen, buluşulan, görüşülen her mekân; yapılan, edilen her iş, her sebep, vesile ve faaliyet, akla gelecek ne varsa hepsi hikmetin, yiğitliğin ve rahmetin talim edildiği bir mağaradır. Bizi çıkarcı tüketicilere dönüştürmek isteyen bu çürütücü iklimden kurtulmanın tek yolu girdiğimiz, çıktığımız mağaraların sayısını artırmaktır. Mağaralarımız ne kadar çoğalırsa, kurtuluş o kadar yakınlaşacaktır. Mağara, bizi dünyadan, dünyacılıktan ve Allah’tan gayrı her şeyden muhafaza eden yerdir. Kurtuluşumuz mağaradadır.

***

Kapaktaki çağrı dikkatinizi çekti mi? Dizini kır da gel, diyoruz. Çağrımız adam olmak isteyen herkese… Dizini kırmak; durulmayı, söz dinlemeyi, edebin ve terbiyenin sınırları içerisinde sükûnet bulmayı ifade etmesinin yanında “gel bir usta bul, ustasız olmaz” anlamına da geliyor. Ama çağrımızın bir anlamı daha var ki o da dizi bağımlılığı gibi modern bir hastalıktan muzdarip gençler için: “Eğer adam olmak gibi bir derdiniz varsa, bırakın bu dizi alışkanlığını, çünkü dizilerinize olan bağımlılığı kırmadan adam olma yoluna giremezsiniz!”

***

Abone kampanyamız bu ayın ortasında sona eriyor. İki hediye kitabımızdan birisi olan Peygamber Efendimizden 365 Davranış’ı almış da, seçtiğiniz 50 davranışı gencdergisi.com sitemizdeki ilgili yere kaydetmemişseniz lütfen acele ediniz, çünkü Umre kazanma fırsatını kaçırabilirsiniz.

***

Nisan, sadece bahar güzelliğini değil, ümitlerimize de bereket getirdi. Ümit edebilmek güzel şey ama ümide layık olabilmek gibi bir sorumluluğun idrakinde olmak daha güzel… Ümitlerimizi; gayret, azim ve sebat ile işlemeli, her anı kazanılan bir verimliliği hedeflemeliyiz. Frenkler “ânı yaşa’’ derler. Bize düşen daha fazlasıdır; biz, “ânı kazan” demeliyiz.

Bir sonraki sayıda buluşmak ümidiyle Allah’a emanet olunuz.


Mehmet Lütfi Arslan'ın Yazısı.