Biraz da Buradan Buyrun!
Büşra Nur Karaarslan
Amacım; ne feminist damarları kabarmış bir hindi gibi önüne geleni süsmek, ne de ciğerlerinize öfke tohumu salmaktır. Amacım kartları ters çevirip bir de bu açıdan bakmanızı sağlamaktır.
u yazı; geçenlerde canıma tak eden, “bu kadarına da pes” dediğim bir olay üzerine kaleme alınan, karşıt savlara meydan okuyan bir yazıdır. Sözlerimde hata ya da kusur varsa bütün sorumluluk nefsime, haklılık payı varsa Yazdırana aittir, böyle biline!
“Ağzı olan konuşuyor ağabey, bu ülkede!”; “insanların ağzı torba değil ki büzesin”, “iğneyi kendine çuvaldızı başkasına batır” ATAsözlerimizin haklılıkları üzerine konuşmayalım şimdi. Bir değişiklik yapalım; hadi konumuz “tesettür” olsun.
Bugüne kadar coğrafyamızda, bayanların tesettürü üzerine yazılmamış kitap, söylenmemiş söz kalmadı denebilir ve tuhaftır ki bu yazıların altındaki süslü imzaların sahipleri çoğunlukla erkekler ülkesindendir… Birçok yazar; haklılık payı %99’a varan yazılar kaleme almış, yazıp çizmişler; hak vererek okumuşuzdur biz okuyucular da. Lâkin bugün kütüphanemi karıştırırken; bir kitap düştü elime. Üzerine yazılmış bir not beni eskilere götürdü: “Bundan sonra bu kitapları erkekler değil de ismi müjdelemek olan Büşra’lar yazmalı” diye not düşmüş bir eski dost. Susmayı ar saydım bu konu üzerine. “Konuda bir farklılık olsun da notu tersten okuyayım, ne bayanlara ait tesettüre ne de bir bayanın tesettürü ile ilgili farziyetlerine değinmeye dair olmasın yazacaklarım” dedim, aldım elime kalemi.
“Derdiniz derdimizdir” diyen, fi tarihlerinde sükût oruçları tutamayıp da bizimle birlikte, meydanlarda, canhıraş “örtünüz, iman sancağımızdır” diyerek döne döne savaşan erkeklere ne olduğunun sorgusu suali içindeyim ben şimdilerde. Ellerinde kalemleri ile ya da teknolojiye ayak uydurmuş, onunla dans tutturmuş şık klavyeli mücahidler, “tesettürlü bayanlar neden bu hâle geldi, allı pullu boncuklar, bonibon şeker ceketler, dar kıyafetler, hörgüç topuzlar, okkalı vakkolu eşarplar, ah ne oluyor hanımlarımıza” diye bağrışıp duran ağabeyler, kardeşler… Sözlerinizin hepsi doğrudur. Gözüm kapalı “amenna ve sadakna” der; iman ederim sözleriniz üzerine. Amacım; ne feminist damarları kabarmış bir hindi gibi önüne geleni süsmek, ne de ciğerlerinize öfke tohumu salmaktır. Amacım kartları ters çevirip bir de bu açıdan bakmanızı sağlamaktır.
Kirpi kafalar, dapdar blucinler, deri montlar, kadın saçı uzunluğundaki tokalı saçlar… Hepsini geçtim de kulaklarda küpeler, kaş almalar… Uzaktan bakıldığında kadın mı erkek mi olduğu anlaşılmayan, kişiliğini oturtamamış baylar, hadi bunları da düştüm kalemden, pek bizim mahalle insanları değiller sanki… Şimdi biz aynaya kendi cephemizden bakalım, sokağımıza dönelim, simetrimizi ölçüp biçelim; bakalım boyumuzun ölçüsüne ne dersiniz?
Hepimizin bildiği üzere tesettür; lügatlerde, örtünmek, gizlenmek, bir şeyin arkasında saklanmak anlamlarına gelir. İslamiyet’te de tesettür aynı minvalde olup bedenin ve ruhun haramdan helal ardına saklanmasıdır… Peki, teori ve pratikteki anlamı üzerine düşündüğümüzde, okuyup araştırmalar yaptığımızda, cümlelerin içinde “bayan” kelimesi geçtiği gözlenmekte midir? Tesettür sadece biz bayanlara mı farzdır? Ya da kendisi yüzde yüz bütün İslam şartlarını yerine getirdiğine inanıyor, kendi günahları, vesveseleri, küfürlü konuşmaları, kimsenin bilmediği gizli ya da herkesin bildiği açık günahları bitmiş, hakaretleri, iman hakikatleriyle ilgili problemleri halledilmiş ve evliya ya da derviş seviyelerinde Müslüman mı olmuştur da sevgili kardeşlerim; sürekli bizi eleştirmektedir? Ya da acaba İslam sadece görüntüden mi ibarettir de şekle takılıp kalınmaktadır?
Birkaç masum soru daha… Tesettürün sadece bayanlarda özenle üzerinde durulmasının sebebi örf, adetten midir? Küçük yaşlardaki çocuklardan cinsiyeti erkek olanlarının, erkekliğini kanıtlaması hoş karşılanıp, “aferin oğluma!” muhabbeti döndürülen evlerde, neden kız çocukları “aa şu ayıp, bu günah sen şuna karışma evlat, buna alışma” sözleri ile odalarına kapatılmakta, yalnızlaştırılmaktadır? Ar ve hayâ kelimeleri üzerinden oynanan çirkin şakalar, seviyesiz espriler küçük beylerin zihinlerinde nasıl tesirler bırakmaktadır da ilerleyen zamanlarda, büyük beyler olduklarında, geçmişteki örnekleri gibi davranmaktan nevrotik ve narsist bir zevk alabilmektedirler? Velhasıl; sorular nihayetsiz, vaktimiz ve yerimiz dardır.
Kimsenin günah sevap terazisinde gözümüz olmadığını tekrarlarken hakikatlere farklı bir pencereden konuk olmak isterseniz, biraz da buradan buyurun beyler diyorum; son söz niyetine… Allah hepimizin ayaklarını dini üzerinde sabitlesin…
GENÇ'ın Yazısı.