Ömer Öztürk

Sonsuz Mutluluk dünyevî temelde gerçekleşmesi mümkün olmayan bir mefhûm. Esasen sorunlarımızın büyük bir kısmı bu tezattan meydana geliyor. Sonsuz mutluluk sonsuz ahiret âleminde bizlere vaad edilmiş ama onu da bu dünyada kazanmak icap ediyor. Dünya ahiretin bir mezrası yani ekilmesi icap eden bir tarlası. İyi mahsûl almak için, iyi çapalama yapmalı, ayrık otlarını imkân elverdiği nispette temizlemeli.

Dünyada bir gün mutluysak, ertesi gün mutsuz olduğumuz gerçeğini de unutmamalı. Peki neden? Çünkü Yaradan dünyayı eksik ve kusurlu yaratmış. Bunun altı ayı yazsa, altı ayı kış. Ekseriyetle hava isli, puslu; yağmur, çamur, kar diz boyu. Güneş desen, ara ki bulasın. Bulsan ne çare: bu defa da klima, vantilatör derdi. Kusurlu bir âlemden ne kadar mutluluk beklenebilir? İçinde yaşadığımız âlemin stresleri, sıkıntıları pek yoğun. Dört yanımız tuzaklarla, mayınlarla döşeli. Gereken yerde gerekeni yapıp, dünyaya fazla yüz vermeden, bağımlılıklarımızdan tamamen kurtulmaya gayret etmek yapılacak en akıllıca iş.

Dünyevî mutluluk peşinde koşarken, asıl gâyemizin ebedî mutluluk olduğunu sık sık unuturuz. Hatta kimileri böyle bir şeyden habersiz ömür tüketirler, onlar için tek dünya vardır: O da bu dünya.

İnsanlığın iyiliği için uğraşmış, uğraşan nice âlim, nice gönüllü kahraman, nice yazar, sanatçı, filozof, dâhi var, varmış-var-olacak…

Saadet-i Ebediye yazarı Muhammed Sıddık Gümüş (*) bunlardan sadece biri. Bu eseri eskiden beri duyardım. İki hafta önce almak nasip oldu. Bin yüz sayfa, büyük boy, sert ciltle kaplı, muazzam bir eser. Yazar yüzlerce din âliminin eserlerinden derlemeler ve tercümelerle bu nadide eseri teşkil etmiş. Elimdeki 31. baskı. 1983 yılında İhlâs Matbaacılık tarafından yayınlanmış.

Eserin 1967 yılındaki baskısına eski Üsküdar Müftüsü, Seyyid Ahmet Mekkî (Üç ışık) Efendi bir takriz (methedici önsöz) yazmış.

1983 yılında eser 900 liraya satılıyormuş. O tarihte hatırladığım kadarıyla bir ekmek 25 liraydı. Bense eseri iki Türk Lirasına aldım. Yanlış okumadınız: İki Lira. Yani iki ekmek parası.

Ekmeği hak ettiğimiz kadar, sonsuz saadeti de hak etmek için mücadele etmek, eh başaramasak da, hiç olmazsa gayretimizin mükâfatını alacağımızı tahayyül etmek en güzeli.

(*) Asıl ismi Hüseyin Hilmi Işık’tır. 1911-2001 yılları arasında yaşamıştır.


GENÇ'ın Yazısı.