Sayfa Misali
Nursena Pancar
Defter gibidir hayat, günler de sayfa. Her yeni gün yeni bir sayfadır. Sayfalar rüzgâr gibi hızlı geçer, yazılan yazılır sonra daldan kopan yaprak misali o sayfanın da ömrü sona erer.
Sayfalar güneş gibi her gün yeniden doğar. Deftere açılan bu sayfaların daha kaç kez açılacağı hiç bilinmez. Asıl bilmemiz gereken de bu değil “sayfaları nasıl dolduracağımızdır.” Hız ve haz çağında yaşıyor olmamız, ne kadar kötü ki, güzel şeyler yazılmayı bekleyen sayfalar boşca geçiyor. Sayfalarımızın böyle kapanmaması için çağın hastalıkları ile savaşmalı imtihanlarımızda yenik düşmemeliyiz. O yüzden her gün sayfaya amacımızı yazarak başlamalıyız. Rabbim her an yanımızda ve sayfalarımızı nasıl şekillendireceğimizi de yüce kitabımız vesilesiyle gösteriyor.
“Hem namazı dosdoğru kılın, zekâtı verin, rükû edenlerle birlikte rükû edin”(Bakara S. 43)
“Ki onlar yalancı şahitlikte bulunmayan, boş ve yararsız sözle karşılaştıkları zaman onurlu olarak geçenlerdir.”(Furkan S. 72)
“Ey iman edenler! Zannın bir çoğundan kaçının. Çünkü zannın bir kısmı günahtır. Birbirinizin kusurunu araştırmayın. Biriniz diğerini arkasından çekiştirmesin. Biriniz, ölmüş kardeşinin etini yemekten hoşlanır mı? İşte bundan tiksindiniz. O halde Allah’tan korkun. Şüphesiz Allah, tevbeyi çok kabul edendir, çok merhamet edendir”(Hucurat S. 12)
“Kim iman ederek ahireti ister ve ona yaraşır şekilde çalışırsa işte onların çalışmaları makbûldür.”(İsra S. 19)
Ayetlerin ışığında sayfalarımızı doldurmamız duası ile…
GENÇ'ın Yazısı.