Ömer Faruk Türk / Genç Haber Merkezi

Gerçek dert nedir?  Belki de her insan için hayatının en büyük muamması olan ve cevabı çok büyük bir bölümü kapsayan bu soru. Hani herkesin ufkundan ufkuna değişen şu dert neydi. Peki ya nasıl bulacaktık gerçek derdimizi. Çünkü er ya da geç bir eksiklik kalıyordu insanın içinde. O eksiklik ve o büyük boşluk ise işte tam da şu dert denen şeydi…

Sizleri Genel Yayın Danışmanımız Mehmet Lütfi Arslan’ın “Dert Çağrısı” adlı kitabından, okuyanlar için ufak bir hatırlatma, okumayanlar için ise tanıtım babında, şu ufak bölümü okumaya davet ediyoruz. Buyurun:

İnsan kendisini ancak kendisinin dışına çıkabildiğinde tanıyor.

İnsan kendisinin dışına ise ancak kendi öz derdini aşabildiği ölçüde taşabiliyor.

Ne zaman başkalarının dertleriyle dertlenebiliyoruz, o zaman bir aynanın önünde seyretmeye başlıyoruz kendimizi.

Her çekiç darbesinde bir güzelliğimiz çıkıyor.

Her çekiç darbesinde bir eksiğimiz budanıyor.

Ne kadar insan olduğumuz ne kadar kendimizi aşabildiğimize bağlı.

Ne kadar insan olduğumuz ne kadar başkaları için yaşadığımıza bağlı.

Ne kadar insan olduğumuz ne kadar aşkın ve fedakâr olduğumuza bağlı.

GENÇ'ın Yazısı.