Yusuf Toprak / Genç Haber Merkezi

Türkiye, bir asırdan fazladır sosyal değişimin etkileri içerisinde kıvranıyor. Bir batılılaşma furyası içerisinde toplumun her kesimi çatışmalarla sürükleniyor. Aslında batılılaşma değil de burjuvalaşma demeliyiz. Hep söylendi, yerli zenginimiz yok, Müslüman Türk zengin kesimin oluşması lazım… Evet, artık o bahsedilen kesim var. Burjuvamıza kavuştuk. Bu da tartışmasız Ak Parti hükümeti döneminde gerçekleşti. Küçük burjuva zenginleşti, büyük daha da büyüdü… Çok şükür maddi problemler önümüzdeki en büyük duvarlar değil. Peki, maddi refah her problemin çözümü anlamına mı geliyor?

Türkiye’de iki gündür kanser hastası mağdur kız ile acımasız bakan hikâyeleri dolanıyor. Videoyu tekrar tekrar izledim. Evet, kızcağızın ağlayışı insanın içine işliyor, yüreğini sızlatıyor. Ve evet, bakanın yaptığı gerçekten insanlık ayıbı denebilecek bir durum. Fakat dikkatimi çeken bir noktası daha var videonun; bakanın “ben sana yardımcı olmak istiyorum” diye tekrar ve tekrar söylemesi. Hayır, bakanı savunmayacağım ya da onun aslında iyi niyetli olduğunu, yanlış anlaşıldığını söylemeyeceğim. Bence mesele şu; dünya değişiyor, maddileşiyor. Para her kapıyı açıyor, açamadığını satın alıyor. Bakan da kendisinden maddiyat dışında herhangi bir şey istenmesine alışık olmadığı için kızın derdini anlamıyor. Geçmekte olan namaz vaktini kaçırmamak için aceleyle koşturuyor. Kızcağız ise derdini anlatamamanın derdinde! Dinlenememenin derdinde.

Evet, maalesef bir asırdır olmaya çalıştığımız burjuva toplumunun neticeleridir bu sahne. Şimdilik kızın tedavisinin sağlanacağı hatta ülke geneline malum ilaçların getirileceği söyleniyor. Fakat her problemimizin çözülmesi için bir bakanımızın rezil olması mı gerekiyor? Umarım artık ne hastaların gözyaşları kameralar karşısında dökülür ne de bakanlar kamera önünde sadaka vermeye kalkışır.


GENÇ'ın Yazısı.