Cantürk Genç / Genç Haber Merkezi / @canturkg

Fazıl Say, sosyal medya üzerinden yaptığı açıklamalar ile tekrar Türkiye gündemine oturmuş ve hatta birbirine karşı cephe almayı pek seven toplumumuz da hemen iki kutup halinde saf almıştı. Bir kesim Fazıl Say’ın alenen Müslüman insanlara hakaret ettiği kanısında iken diğer kesim ise Fazıl Say’ın davranışını ifade özgürlüğü kapsamında nitelendirmişti. Tartışmaların odak noktasındaki isim Fazıl Say ise “Dini değerleri aşağılama” suçlamasıyla İstanbul 19. Sulh Ceza Mahkemesince yargılanmaya başladı.

Hülâsa, Fazıl Say, “Dini değerleri aşağılama” suçlamasıyla yargılandığı davada 10 ay hapis cezasına çarptırıldı. Sanatçı ise kararı “Mahkeme sonucu çıkan karar için yurdum adına çok üzgünüm. İfade özgürlüğü açısından hayal kırıklığına uğradım. Hiçbir suçum olmamasına rağmen ceza almış bulunmam şahsımdan çok, Türkiye’deki ifade ve inanç özgürlüğü adına kaygı vericidir.” sözleriyle yorumladı.

Ülkemizin azımsanamayacak bölümü, verilen 10 aylık cezadan hatta Fazıl Say’ın yargılanmasından dahi rahatsız. Sosyal medyada paylaşılan bir şiirin 10 ay cezayla karşılık bulmasının mantık dışı olduğundan dem vuruluyor, lakin ifade özgürlüğü kavramının altına sığınanlar tarafından atlanan yahut atlanmak istenen bir noktaya dikkat çekilmesi kanaatindeyim. Bahsedildiği gibi Fazıl Say, sadece Ömer Hayyam’ın dizelerini paylaşmamış, kendi cümlelerini de dizelerin sonuna eklemiştir ve eklenen cümleler ifade özgürlüğüne teğet dahi geçmemiştir.

Fazıl Say’a verilen 10 ay hapis cezasını değerlendirmek, hakkaniyetli olup olmadığını belirlemek benim değil hukukçuların görevi, benim konu hakkında görüş bildirmem net bir biçimde hadsizlik olur, fakat cereyan eden hadisede tüm insanların üzerine konuşması gereken bir husus var;

İnsanların ifade özgürlüğü çerçevesini haddinden fazla genişletip kendi görüşüne, fikir sermayesine uymayan insanları aşağılayıcı nitelikte sözler ortaya koyması bize normal gelmemeli. Pekala, ifade özgürlüğü olmalı, insanlar mantıklı sözlerinden dolayı toplum tarafından dahi yadırganmamalı. Lakin sırf bir insanı, topluluğu yahut fikri rencide etmek amacıyla da söz söylenmemeli.

Kısacası ifade özgürlüğü, hak değil edep meselesi olmalı. 


Cantürk Genç'ın Yazısı.